Seçkin bir Bayanla Yaşadığım Seks
Ben Mehmet. 32 yaşında evli bir İşadamıyım. Orta ölçekli
bir işletmenin idareyicilerinden biriyim. Yurtdışında bir firmayla
yapacağımız ortaklık görüşmelerine hazırlanıyordum. Bu iş için ben
görevlendirilmiştim. Ancak İstanbul’dan mail görüşmeleri
yetmemekteydi. Onun için Fransa’ya gitmem gerekiyordu. Zorunlu otel
rezervasyonları, gezi programları, kısacası her şey firma
tarafından ayarlanmıştı. Paris’te görüşmelerde bulunacaktım, karım
gideceğim yer Paris olunca gelmek için çok ısrar etmişti. Ben de ona
yalnızca birkaç günlüğüne gideceğimi, başka bir deyişle dolaşmaya yer olmadığını,
yazın minik bir tatile onu götüreceğimi söyledim, kabul etti. Reelinde
yurtdışı seyhatlerinde genelde geceleri orospularla geçiririm. Başka Bir Deyişle
bunun için karımı istemiyordum yanımda.
Neyse, eşim beni havaalanına götürdü, uğurladı. 3 saatlik uçuşumda,
raporları, uyuşmaları araştırarak Paris’e indim. Pasaport
hakimiyetinden geçtim, bavulumu aldım, sonra Orly Havaalanının dış
hatlar terminalinden çıkış yaptım. Ellerinde kağıtlar, kartonlar
olan bir hayli insan vardı, bekliyorlardı. Dikkatlice bakmaya başladım.
Evet. Benim adımı bulmuştum. Usulca yürümeye başladım, kartonu
yakalayan hanıma, “Merhaba!” dedim İngilizce. Ama bayandan Türkçe,
“Mehmet Bey? Değil mi?” yanıtını alınca donakalmıştım. “Evet… Siz
Türk müsünüz?” diye sordum. “Hayır, Türk değilim. Bu arada ben Esma.
Sizin Paris ziyaretiniz süresince destek edeceğim…” yanıtını aldım.
Tokalaştık ve otomobile doğru yürümeye başladık. Türk olmadığını
söylediğinde şaka yapıyor olmalı diye düşündüm.
Esma, takribî 30 yaşında, uzunca boylu, esmer, giydiği ekip
giysiden sıkı ve dikkat çekici kalçaları ve gömleğinden taşan kocaman
göğüslü, Seçkin bir bayandı. Otomobile bindik, havaalanından çıktık.
Yolda yanımda oturuyordu ve “Ben idareyici asistanıyım. Aslen Arap
orijinliyim, ama ailem Fransa’da yaşıyor. Türkçe’yi ise başkalaşım
programıyla geldiğim İstanbul’da bildim.” diye kendisini
tanıtıyordu. Oldukça kibar, çekici bir bayandı. Yol süresince sohbet
ede ede geldik. “Saat şu anda 14:00, saat 19:00′da akşam yemeği
programımız var. Şayet isterseniz bugün istirahat edin, yarın
dilerseniz şehri sizi dolaştırabilirim. Otelde dilediğiniz tüketmeyi
yapabilirsiniz.” dedi.
Otelin önündeydik, oldukça lüks ve hoş bir oteldi. Beraber içeri
girdik, bavullarımız Bellboy’a verip resepsiyona ilerledik.
Resepsiyonistle Esma Fransızca birşeyler konuştular. En sonunda iki
tane kart verilmişti. “Reelinde yan odanızda kalmam tasarlanıyordu,
ancak tek bir suit oda kalmış. Ben üst katınızda olacağım. Oda
numaramı vereyim, dilediğiniz zaman arayabilirsiniz!” deyince, “Esma
Hanım, benim için mesele değil, dilerseniz siz suitte kalın, ben
değişik odada kalırım…” dedim. “Efendim, olmaz, tasarlanan gidişat bu,
hem sizin için suit belirlim çok daha rahat olacaktır!” dedi.
Asansöre bindik. Esma’dan oldukça hoş ve çekici bir parfüm kokusu
geliyordu. Saçlarını arkadan topuz yapmış, kalın çerçeveli
gözlükleriye çok çekici olmuştu. Asansörden indik. Suit odaya doğru
ilerledik, Esma Bellboy’a bahşişini verip, bana, “Dilediğiniz zaman
arayın, cep telefonumu vereyim size…” diyerek cep numarasını
verdi. Bellboy kapıyı açtı, bavulumu içeri koydu. Esma ve Bellboy
çıkınca yalnız kalmıştım odada. Üstümdeki ceketi çıkardım, astım.
Kravatımıda çözüp odayı dolaşmaya başladım. Oldukça lüks bir odaydı,
bir minik bar, yatak odası, oturma odası, birde çalışma odası
biçiminde dizayn edilmiş bir oda. Yatak odasına geçtim, bütün
uzanacaktım ki, bir duş almak usuma geldi. Soyundum, duşa girdim.
Daha doğrusu jakuzi biçiminde bir duştu, ama ben yalnızca duşu açtım.
Jakuzinin sevincini sonra çıkarırım diye düşündüm. Minik bir duş alıp
belime havluyu sardım. Yatak odasına doğru yürüdüm, telefonum
çalıyordu…
Açtım telefonumu. Karım arıyordu, inince haber vermeyi unutmuştum.
Konuştuk azıcık, sonra kapattım, uzandım yatağa. Televizyonu açtım,
belki İngilizce bir kanal bulurum diye. Zaplamaya başladım, ki bir
soft porno kanalı bulmuştum. Rastgele bir sikiş yoktu, yalnızca kızlar
gösteri yapıyordu. Sesini de kısıp, elime bir Viski ve sigara alıp
izlemeye başladım. Sikim kalkmıştı, karımın Regl yarıyılı olduğundan
bir haftadır sevişmiyorduk. Acaba Paris’te kendime göre bir orospu
bulabilir miyim diye düşünüyordum. Zira ilk defa yalnız gelmiştim,
gittiğim zaman dostum Kemal evvelden ayarlardı orospuları. Reelinde
Kemal’i arayıp, bana bir orospu bulmasını isteyebilirdim. Neyse,
sonra bunaldım TV’den, kapattım. Azıcık yatmak iyi gelebilirdi.
Kalktım, boxerımı giydim. Yatağa uzandım. Telefonumun saatini
18:00′e kurdum, ve yatmışım…
18:00′de tekerrür uyandım. Hava yağmurluydu. Kalktım, aldığım ekip
giysilerimden birini giydim. Üstüme hoş bir parfüm sıktım, aynada
kendimi düzenliyordum ki, oda telefonum çaldı. Açtım. “Mehmet Bey,
hazırsanız saat 18:30′da lobide buluşalım.” dedi Esma. “Peki Esma
Hanım!” deyip kapattım telefonu. Saat 18:30′da lobideydi Esma. Pek
bir farklılığı yoktu, gene çok şık ve seçkin bir gidişattaydı.
Resepsiyoniste taksi çağırmasını söyledi. “Reelinde firma,
şöförlerden birini ayarlayacaktı, ancak sürücü bugün uygun değildi,
kusura bakmayın lütfen!” dedi. “Ehemmiyetli değil Esma Hanım. Reelinde bir
araba kiralasak daha rahat olurdu…” dedim. “Efendim benim otomobilim
var, ancak araba kiralamamız zahmetli olabilir. Dilerseniz benim
otomobilimi kullanabilirsiniz.” diyerek bir kibarlık misali gösterdi.
“Neyse mesele değil, taksiyle ve sürücüyle yönet ederiz artık!” deyince
tebessümdü.
Taksi gelmişti. Bindik taksiye. Bir restaurant ismini söyledi,
gitmeye başladık. “Paris. Senenin 300 günü yağmurludur…” diyerek
tanıtmaya başladı bana şehri. Ben ise onu alakayla dinliyordum.
Giderken bana o meşhur Eyfel Kulesi’ni gösterdi, anlattı bana
tarihçesini. Paris’in meşhur sokağı ve ismini şimdi andıramadığım
abidesinden devam ederek, kısa bir zaman sonra restauranta gelmiştik.
İndik otomobilden. Oldukça nitelikli bir restauranttı. Firma
yetkilileriyle tanıştık, yemeğe geçtik. Esma bana, “Şarap kapsa
misiniz?“ diye sorunca, “Esma Hanım, Paris’e gelip şarap içmeden
gidilir mi?” diye mizah yaptım. Şarap, yemek, sohbet, herşey
yolundaydı. Firma yetkilileri oldukça kibardı, ilk görüşmemiz
oldukça hoş geçmişti. Gecenin ilerleyen saatlerinde kalktık,
uyuşma artık kesindi.
Tekerrür taksi taşıtıyla otele döndük. “Esma Hanım, çok teşekkür
ederim, çok konukseversiniz!” dedim. “Ben teşekkür ederim
efendim, iyi geceler!” dedi. “Esma Hanım, benimle bugün çok
ilgilendiniz. Dilerseniz hem günün bitkinliğini atmak, hemde azıcık
sohbet etmek için odama kazanç misiniz?” deyince, düşündü ve “Peki
Mehmet Bey!” dedi. Odama doğru yürümeye başladık. Kapıyı açtım, oda
arınılmıştı. Bir iki tane koltuğun bulunduğu odaya geldik,
“Şarap?” diye öneri ettim. “Peki!” dedi. Gidip şarapları
hazırladım. Sonra bir bardağı ona verdim, “Ortaklığımıza!” diyerek
tokuşturduk bardakları.
Çok çekiciydi Esma. Hemde çok hoş… Anlatmaya başladı. Aslen Arap
olduğunu, ancak ailesinin göç edip buraya geldiğini, 4 yıldır bu
firmada çalıştığını, kariyer tasarılarını, herşeyini… Ben de
anlatmaya başladım. Sonra da, “Peki, özel olmazsa Esma Hanım, evli
misiniz acaba?” dedim. “Ne Yazık Ki olmadı. Kandırıldım sanırım,
nişanlıydım ancak dağıldım…” dedi. “Çok üzüldüm, sormamalıydım!”
dedim. “Peki siz Mehmet Bey? Evlimiziniz?” diye sordu. “Evet
evliyim…” dedim. Palavra söylemeye gerek yoktu. “Alyansınız yok…?”
dedi. “Ben alyans, kolye, hiç bir aksesuar kullanmıyorum!” diye
palavra söyledim, çapkın bir erkektim ben, alyans bende ne arasındı?
Ama kolumdaki büyük ve azametli saati yok saydım nerdeyse. “Evet,
kolunuzdaki saatten anlaşılıyor!” deyip tebessümdü. “Gereklilik…”
dedim. “Alyansta öyle değilmi?” dedi. “Yüzükten rahatsız oluyorum,
bir artniyet aramayın lütfen…” dedim. Tekerrür gülüştük.
2 bardak şarabı tamamlayınca, Esma, “Bu hoş gece için çok teşekkür
ederim, ben kalkayım…” dedi. Reelinde kalmasını çok isterdim, ama,
“Peki Esma Hanım, ben teşekkür ederim!” dedim. Giderken, “Mehmet
Bey, yarın bir program yok, dilerseniz dolaşalım Paris’i?” deyince,
“Çok iyi olur, hem ben de merak ediyordum zati!” dedim. Esma’yı
uğurladım, hemen duşa girdim. Sonra ben de yattım…
Ertesi sabah saat 07:00′de kapım çalındı. “Mehmet Bey?” diye bir
ses. Üstümde yalnızca boxer vardı. Hemen kalktım, “Esma Hanım, bir
saniye!” deyip, pantolonumu giydim. Üstümede bir siyah tişört
geçirip, kapıyı açtım. Esma gene takım elbiseyleydi. “Ah, özür
dilerim, reelinde aradım ama açmadınız…” dedi. Saat daha 07:00′ydi!
“Dilerseniz kahvaltıya inelim!” dedi. “Esma Hanım, isterseniz içeri
geçin, 5 dakikaya kadar hazırım!” dedim. Esma içeri geçti, hali hazırda
havlu yatağın üstündeydi. Oturma odasına oturdu. “Şeyy, Esma Hanım,
isterseniz rahat olalım bugün, nasıl olsa bir buluşma, bir şey yok,
siz de rahat bir şeyler giyin üstünüze!” dedim. Esma Hanım, “Öğrenmem
ki?” dedi. “Ne olacak canım, rahat olun lütfen. Geziyoruz bugün!”
deyince kalktı, ben de giyinmek için odaya girdim tekerrür. 15 dakika
sonra lobide buluşmak üzere laflaştık.
Ben üstümü giyindim, bir gömlek, birde casual pantolon, hazırdım.
Lobide tekerrür Esma’yla buluştuk. Esma çok hoş olmuştu. Bir beyaz
body, üstüne lacivert hırka, altına kot pantolon. Body’sinden
memelerinin çatalı görünüyordu. Askılı elbisesinden siyah sütyen
askısı görünüyordu. Kahvaltımızı ettik, sonra kalktık.
Eyfel kulesi, bir hayli alan, Lafayet vs. kısacası her yeri gezdik o
gün. Öğlen yemeğinde atıştırdık, dolaşmamız yarım kalmasın diye.
Gerçekten çok hoş şehirdi. Başka Bir Deyişle sihirli, muhteşem. Akşam oluyordu.
“Otelde yemeyelim, dışarıda yiyelim!” dediğimde, çok hoş bir
restauranta gittik. Orada akşam yemeğimizi yerken şarap içmeye devam
ediyorduk. Sohbet, muhabbet her şey çok hoştu. Sarihçe
etkilenmiştim ondan. Hem duygusal anlamda, hem cinsel anlamda. Saat
12:00 gibi, Esma, “Dilerseniz bir bara gidebiliriz?” deyince, “Esma
Hanım, muhabbetiniz çok hoştu. Otele dönelim, dilerseniz odada
devam ederiz?” dediğimde tebessümdü. “Geçen sefer sizdeydik, bu sefer
siz emredin benim odama!” dedi. Önerisine düşüncesiz kalamadım.
Otele döndük, odasına çıkmaya başladık. Odasının kapısını açınca,
“Of, dağınık vazgeçmiştim, umarım toplamışlardır ya.” deyip güldü.
Girdik, bir araya gelmişti. Ama Esma’nın odası çok ufaktı. Başka Bir Deyişle yatak,
duvarda ayna, ufak bir televizyon. “Hazinim, benim odam sizin gibi
değil.” dedi. “Hiç mesele değil.” dedim. Minibara yönelip bir şarap
açtım, bardaklara koydum. Esma yatağa oturmuş, ben de masanın
yanındaki koltuğa oturmuştum. Tokuşturduk ve içmeye başladık. Artık
çok daha hafiflemiştik ikimiz de. Esma kahkalar atıyor, ben
anlatıyorum, o da aynı biçimde anlatıyor, beraber gülüyorduk.
“Mehmet Bey, beliniz ağrımıştır, emredin siz de yatağa oturun!”
deyince, bunun bir öneri olduğunu düşünmüştüm. Kalktım, oturdum
yatağa.
Şimdi Esma’yla aramızda çok ufak bir mesafe vardı. Dudakları çok
hoş görünüyordu. Bende de minik minik hareketlenmeler başlamıştı.
“Sigaramız da bitti…” deyince kalktım, kolimden bir sigara
çıkardım. Ona ikram ettim. Bir sigara bir bayanda ancak bu kadar
seksi durabilirdi…
Ancak artık cinsel isteğim şarap tesiriyle doruktaydı. Esma hali hazırda
konuşuyordu, elinde şarap bardağı. Usulca şarap bardağını aldım
elinden. Suskunlaştı ortalık. Masaya vazgeçtim. “Mehmet Bey?” diye
dönünce usulca dudaklarımı yanaştırdım. O da aynı biçimde
dudaklarını yanaştırmıştı ve dudaklarımız birbirini buldu Esma’yla.
Ağzını aralayıp dudaklarımı kabul etti. Saçlarını okşamaya başladım,
bir yandan alt dudağını çılgınca emiyordum Esma’nın. Bir zaman dudak
metamorfozlarıyla öpüştükten sonra sarıldım ona. Usulca altıma aldım.
Hali Hazırda öpüşmeye devam ediyorduk. Çok romantik bir öpüşmeydi, Esma
altımda, sırtımı sıvazlıyordu. Usulca hırkasını indirdim, omuz
başlarına öpücükler koymaya başladım. Bu sırada ellerim boş
durmuyor, Esma’nın kot pantolonundan bacaklarını okşuyordum ki,
telefonum çaldı…
Esma, “Mehmet, telefon…” deyince, “Boşver telefonu, anın sihrini
bozmayalım!” dedim. Ama Esma rahatlığını kaybetmişti. Telefon
susmuş, tekerrür çalıyordu. Ben de merak ediyordum. Kalktım, cebimden
telefonumu çıkardım. Açtım, karım arıyordu. Esma o sırada kalktı
altımdan, hemen banyoya koştu. Lanet olsun, tüm anın sihri
kaçmıştı. Karıma yattığımı yetişemediğimi söyledim. Kapatınca
kalktım, banyoya gittim. Esma ağlıyordu. “Ne oldu Esma?” dedim. “Git
Mehmet, bu olmamalıydı, ne olur git!” dedi. “Esma sakin ol!” demem
bir fayda sağlamıyordu, “Mehmet çık dışarı!” diye bağırdı. Naçar
çıktım banyodan, sonra da odasını terk ettim. Odama gittim.
Düşünecek halde değildim, hemen bir duşa girip yattım.
Ertesi gün saat 08:00’de Esma’yla evvelden sözleştiğimiz gibi
kahvaltıya indik. Esma da, ben de takım elbiseyleydik.
Kahvaltılarımızı yerken çıt çıkmıyordu ikimizden de. Gözünü önünden
ayıramıyordu Esma. Neyse, kahvaltı faslı bitti, bindik otomobile,
işletmeye gittik. Esma yanımdaydı, buluşmaya geçtik. Buluşmada son
kararlar alındı ve imzalar atıldı. Resmen ortaklığı kurmuştuk.
İdareyicilerden biri, “Mehmet Bey, ortaklığımızı kutlamak için bu
akşam bir yemek kumpasladık, katılımınızı bekliyoruz!” dedi,
“Memnuniyetle!” dedim. Firmada işimiz bitince, Esma’yla otomobile
bindik. Tam gün tek bir kelime dahi konuşamadık onunla. Otele
geldik, “Esma.” dedim suskunca. Bana baktı. “Esma, lütfen beni
dinle!” dedim. “Burada olmaz, odaya gidelim!” dedi. Çıktık
asansörle. Odamın kapısını açtım. Esma içeri girdi, oturdu.
Çantasını, pardesüsünü, her şeyi yere vazgeçti. Gözlerini bana dikti
ve “Ne diyeceksen, acele söyle!” dedi…
Usulca ben de ceketimi çıkardım. “Esma, ben çapkın bir erkek
değilim. Başka Bir Deyişle dün gece yaşananlar tasarılı değildi, seni yatağa atmak
gibi bir maksadım yok. Aniden büyüdü, yakalayamadım kendimi. 3-4 gündür
öyle kibar, öyle iyi davranıyorsun ki bana, elde değil
etkilenmemek!” dedim. Esma bunları dinleyince konuşmaya başladı:
“Mehmet ben de çok etkilendim senden. Ama sen evlisin. Üstelik bu
öğlenden itibaren işverenim vaziyetindesin. Başka Bir Deyişle, ben evli bir erkekle
birlikte olamam. İnan çok çekicisin, ama hem iş, hemde evli olduğun
için unutalım dün geceyi…” dedi. Usulca yanına oturdum. Saçlarını
okşmaya, saçlarıyla oynamaya başladım. Kulağına hafif soluklar
vererek, “Çok etkileyicisin Esma, kışkırtıyorsun beni. Güzelsin,
alımlısın, seksisin. Senin karşında düşüncesiz duramıyorum ben…
Egemen olamıyorum kendime…” diyerek fısıldamaya başladım. “Mehmet,
yapma…” demesini dinlemedim ve boynundan öpmeye başladım…
“Kendini bana vazgeç. Ne olacaksa olsun…” deyip onu kışkırtmaya
çalışıyordum. Daha fazla katlanamadı. Dönüp dudaklarımı dudaklarına
yapıştırdı. Tekerrür öpüşmeye başladık, sulu sulu, ıslak ıslak.
Salyalarımız birbirine karışırcasına yiyiyorduk birbirimizin
dudaklarını.
Elim ceketine gitti, bir çırpıda çıkardım ceketini. O da benim
gömleğimin düğmelerini açmaya uğraşıyordu. Usulca çenesine minik
ısırıklar atmaya başladım, bunun üzerine Esma, “Mehmet,
dayanamıyorum sana!” diye inlemeye başladı. Usulca tekerrür sarıldım
ve altıma aldım. Dün geceki senaryo aynen benim odamda yaşanıyordu
şimdi. Çok ateşli bir biçimde süratli süratli sevişiyorduk Esma’yla.
Parfümü çıldırtıyordu beni! Boynuna inerken, elim çoktan naylon
çorabının üstünden yukarıyalar doğru çıkmaya başlamıştı. Kasıklarının
arasında o sıcaklık elimi yakmaktaydı… Boynuna hafif soluklar
vererek yalamaya, emmeye başladım. Gömleğinin düğmelerini açmaya
başladım, Esma inliyordu kısık kısık. “Mehmet, dayanamıyorum sana,
seni istiyorum, Mehmet!” diyerek inlemeleri beni kudurtuyordu.
Son düğmesini açıp, gömleğini iki yana açtım. Sikim artık
pantolonumu zorlamaya başlamıştı. O gömleğe sığmayan, kocaman ve siyah
sütyeninin içinde harika duran memelerinin üst kısmı dilimdeydi
şimdi. Sütyeninden kalan memesini emmeye başladım Esma’nın. Usulca
elimi arda götürdüm, açtım kopçasını. Şimdi karşımdaydı işte, o
kocaman, sert, kocaman memeler… Uçları gayet davetkar bir biçimde beni
çağırıyordu sanki. Elimle bir pres gibi sıkıştırırken, dilimi
onun diliyle buluşturdum. Dillerimiz resmen dans ediyordu. Artık
devam kalmamıştı. Hemen eteğini indirdim, siyah külodunu sıyırdım.
Hafif kıllı amcığı o kadar seksiydi ki… Elimle sululuğunu test
edercesine okşamaya başladım. Ki hali hazırda öpüşüyorduk. Esma’nın soluk
alış verişleri sıklaşmıştı.
Amcığının dolgun dudakları arasında o daracık, pespembe ve ıslak am
deliğine bir parmağımı soktum. Parmağımla ileri geri yapıyordum,
Esma artık çıldırmış gibi soluk alıp veriyordu. İkinci parmağımı
usulca batırdım amcığına. Boğumundan kıvırarak onun en alıngan
noktasını uyarıp ilk orgazmını yaşamasını istiyordum. Esma artık
çığlık atıyordu! Usulca kendi pantolonumu indirdim. Onun külodunu
indirdim, artık o ıpıslak amıyla benim kalkmış ve ucu bir mantar
büyüklüğüne erişmiş sikim arasında hiçbir şey kalmamıştı.
Elimi çekmeceye attım ve beklediğim şey elime geldi. Kondom.
Hemen çıkardım kutusundan, reelinde bavulumda geciktirici tesirli
kondomlarım vardı, ama kalkıp o an almak güç geliyordu. Taktım
sikime ve Esma’nın amcığına doğru hizaladım. “Gir! Gir! Kudurttun
beni! Sok artık o sikini amcığıma!” dedi. “Gerçekten istiyor musun?”
dedim. “Hayvan! Sok artık! Hadi!” dediğinde, Esma’nın sertlikten
beğendiğini anlamıştım. Usulca hizaladım sikimi amcığına doğru.
İttirmeye başladım. Yarısına kadar girmiştim. Şimdi Esma soluk alış
verişini iyice mübalağa etmiş, kalkan bedeni beni kudurtmaya yetiyordu…
Bir anda soktum amına. Alev alev yanan amcığındaydım artık. Eğilip
kulağına, “Ohhh! Alev alevsin bebeğim!” dedim. Azıcık içinde bekleyip
sıcaklığa alışmasını sağladım sikimin. Ve üstünde kaymaya başladım.
Ben kaydıkça Esma daha sert öpüyordu dudaklarımı. “Sik! Sik! Sik!
Ahh! Ohh! Mehmeet! Becer beni!” diye inlemelerine, ben de,
“Beceriyorum hoşum, kaç gündür hayal ettiğim gibi amına koyuyorum,
sikiyorum amcığını. Ohhh! Islak orospu!” sözlerimle karşılık
vermekteydim. Esma küfürlü sözlerimi dinleyince iyice azdı. Üstünde
kayıp gidiyordum, yatak gıcırdamaya başladı. “Ne oldu, küfür hoşuna
mı gitti aşkım?” dediğimde, “Evet! Evet! Daha derine Mehmet! Ahhh!
İşte böyle!” diyerek inlemeye başladı. Kulağına hafifçe eğilip, “Sen
bir orospusun. Daracık amcıklı, yarak hastası bir orospusun!” diye
küfür ettim. “Evet Mehmet! Evet! Orospu de bana, söv bana aşkım!”
diye inliyordu. “Senin amcığını sikeceğim orospu. Her deliğin benim
olacak. Ohhhh! Sulu kaltak seni! Yarağı yiyince nasılda azdın, amına
koduğumun orpspusu seni!” dedim. “Evet sikicim, evet kocacığım, sik
beni, dağıt!” dedi. “Sikeceğim orospu. İki gün süresince yarağa
doyacaksın. Ohhh!” diyordum.
İçinden çıkmadan kaldırdım onu. Hafifçe oturdum, şimdi kucağımda
zıplamaktaydı. O zıpladıkça memeleri sallanıyor, güzel bir görüntü
tutuyordum. O memeler ağzımdaydı şimdi. Meme uçları kabarmış,
resmen ballanmıştı. Çok lezzetliydi, ben böylesini görmemiştim! Esma
yavaş hareketlerle sikimde inip kalkarken, elleriyle bana iyice
sarılmıştı. Hem memelerinden, hem amcığından uyarılması onu
çıldırtıyordu. Ben de bir bebek örneği o kocaman göğüs uçlarından sanki
süt çıkacakçasına emmekteydim. Esma süratlenmişti. O süratlenince
memeleri de süratlenmişti. Elimle usulca kaldırdım Esma’yı. İçinden
çıkarak uzandım yatağa. Esma hiç durmadan aldı tekerrür içine.
“Hakimiyeti bana vazgeç aşkım!” diyerek ellerimi yakaladı, iki yana açtı.
Tamamen içindeydim. Bu kadının amcığının sıcaklığı beni
çıldırtıyordu!
Azıcık bana dönük biçimde zıpladı sikimin üstünde. O zıpladıkça, ben
de, “Evet bebeğim, işte böyle! Nasıl hoş zıplıyorsun orospu! Ohhh!
Kudurtuyorsun beni! Zıpla aşkım zıpla! Al o siki amcığına!” diye
konuşuyordum. Esma daha sonra çıktı indi üstümden. Şimdi ardı
dönmüştü ve benim pompalamamı istiyordu. Tekerrür oturdu sikime. Ben
belinden tuttum, götü yapışmıştı kucağıma. Hafifçe indirip
kaldırmaya başladım. Süratlendim. Belini usulca yukarıya yakalayıp alttan
süratli süratli pompalamaya başladım Esma’ya. Yalnızca odada Esma’nın
haykırışları ve bedenlerimizin birbirine kavuşmasının ‘Şak, Şak Şak!’
sesleri vardı.
Elim usulca Esma’nın göt deliğine gitti. Çok hafif kıllanma vardı,
hem göt deliğinde, hem amcığında. Ama çok hoştu, ben zati hafif
kıllı beğenirim. Öyle daha natürel olduğunu düşünürüm. Hatta karımın amı
hep üçgen kıllıdır. Usulca parmağım göt deliğinde gezinmeye
başladı, o sırada hali hazırda amına pompalıyordum. Parmağımla hafifçe
zorluyordum göt deliğini. Esma’nın harikulade götünden çıkan parmağımı
bir hoş emdim. Tükürdüm. Sonra parmağımı usulca ilk boğumuna
kadar soktum Esma’nın götüne. Esma hem acı, hemde zevkten
kıvranıyordu. İki deliği birden uyarılıyordu. Bir zaman böyle devam
ettim. Esma kıvırarak alıyordu siki amına. Daha sonra kaldırdım onu.
Ben de kalktım. Dizleri yatağın üstündeydi, usulca domalttım onu.
Uzun bacakları ve şekilli yuvarlak kalçalarıyla her yeri karşımdaydı
şimdi. Hemen iki elini tuttum. Artta kavuşturdum. Sikime tükürük
atıp, amına soktum Esma’nın. “Ahhhhh!” diye bir inleme. Sonra
tempolu inlemeleri dolduruyordu odayı. Ben ise kudurmuş gibi
sikmekteydim Esma’yı.
Esma’nın ellerini vazgeçip belini yakaladım. Esma nın eli hemen
klitorisine gitti. Klitorisini uyarmaya başladı. Benim de vurma
darbelerim süratlenmişti… “Geliyorum Esmaaa!” diyerek inleyince,
“Mehmet, ben de! Ben de! Ben deee!” diye inledi. Kasılmaları
çoğalmıştı. Azıcık daha katlanmaya karar verdim. Esma’nın, “Ahhhhhhh!”
diye inlemesiyle geldiğini kavramıştım, üstelik kendini yatağa
vazgeçmişti. Esma’nın üstüne iyice çullandım, 5-6 yarak darbesinden
sonra artık daha fazla katlanamadım. Üstüne yığılarak boşalmaya
başladım. Kondom patlayacaktı sanki! Esma hali hazırda altımdaydı ve
kasılmaya devam ediyordu. “Ihh, Ihhh!” diye inleyerek boşalmam
bitti. Azıcık daha kaldım Esma’nın amının içinde. Dönüp dudaklarını
öptüm. “Mehmet… Öldürdün beni!” dedi, tebessümdüm. “Esma, sen,
sen… Harikasın!” dedim ben de. Usulca indim üstünden. Sikim hali hazırda
kalkıktı. Usulca prezervatifi çıkardım, yandaki komidinde duran peçeteye
sardım. Uzandım yatağa. Esma hali hazırda yüzüstü uzanmaktaydı. Bedenini
okşuyordum…
Bir zaman böyle kaldık. Daha sonra kendisine derledi, döndü tekerrür.
Memelerinde hali hazırda benim salyalarım duruyordu. Usulca kalktı.
Kültablası ve sigara kolisini getirdi. Orgazm sigarası… Bir tane
sigara yaktı, göğsüme uzandı. Derin bir soluk çekti, sonra bana
verdi. Benim ellerim hali hazırda Esma’nın memelerindeydi. Sonra kendisi
ayrı bir sigara yaktı ve her kadının, daha doğrusu her kızın sorduğu
o absürt sual çok geçmeden geldi: “Ne oldu şimdi?” diye sordu.
“Memnun değil misin?” dedim. “Çıldırma! Kaç kere orgazm olduğumu
andırmıyorum, ama bir günlük mü olacak her şey?” dedi. “Aşkım,
senden çok etkilendim. Gerçekten. Bayıldım sana. Yalnızca seks
anlamında değil. Halin, tutumların, etkileyici bakışların…” dedim.
“Teşekkür ederim, ama ne olacak bundan sonra Mehmet?” dedi. “Şimdi
bunları konuşmayalım. Yeri gelince konuşuruz bebeğim…” dedim ben
de.
Ne mülk bir sual. Ne olacakmış bundan sonra? Ne olacaktı ki,
sikiştik bitti işte! Şayet istersen tekerrürleriz, istemezsen sen
yoluna ben yoluma herhalde! Ama yineleyeceğiz gibi görünüyordu.
Bir zaman dinlendik. “Saat kaç?” diye sordu Esma. Baktım, 18:00’e
geliyordu. “İşletmenin tertip ettiği akşam yemeğini unutma, 19:00 gibi
orada olalım canım, hadi ben duşa giriyorum!” deyip kalktı. Ben de
odadaki değişik duşa girdim. Ben çıktığımda Esma bornozlaydı,
saçlarını yapıyordu. Gittim yanına, o sabun kokan omuz başlarını
öptüm. Ona, “Hadi bir daha!” deyince, “Aa, olmaz ama,
hazırlanıyoruz!” dedi. Güldüm tekerrür. Ben de kalktım, indirdim
bornozumu. Bir tane takım elbisemi çıkardım, boxerımı giydim. Esma
kendi külodunu, sütyenini giymişti çoktan. O da elbiselerini giydi,
hazırdık. “Bana yarım saat ver. Makyaj yapmalıyım!” deyip odasına
gitti.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.