Merhaba. Artık 50 yaşın sonlarına gelmiş, emekli, 2 çocuk sahibi, cinsellikte eraksiyon meseleleri yaşayan ama pasif duyguları gitgide artan bir erkeğim. Ancak bu etraflara yazarak içimdekileri dökebildiğim, duygularımı sebepleri ile anlatabildiğim için, gizlediğim gizemlerimi, sanırım anlattıkça hafifleyip, eş duygular yaşayan insanlara tesadüftükçe de, yalnız olmadığımı sezerek, pişmanlık dinlemiyorum.
Ergenlik ne riskli yaşlardır , çoğumuz öğreniriz. Cinsel sapmalar yaşayabilir, cinsellik çok erken yaşlarda hayatımıza girebilir, erkekler olarak aletimizin büyüklüğü ile iftihar etir, ufaklığından utanırız. Benim de o senelerde yaşadığım meselelerin en başlıcası, aletimin fazla küçük oluşuydu. 14 yaşımdaydım ve akranlarım çapkınlık öykülerini, masturbasyon tecrübelerini anlatırken, tecrübesizliğim ve aletimin gerçekten küçük oluşu ile utanır, o sohbetlere hiç giremezdim ama içimdeki cinsel güdüler suratından, geceleri uykumda olmadık erotik düşler görür, “düş azması” denilen uykulu boşalmalar yaşar, altıma pislerdim. O senelerde, bu gün olduğu gibi, cinselliğin tatmin malzemeleri, görsel kaynaklar, mecmualar, internet olmadığından, ancak hayallerle tatmin olur, küçücük aletim masturbasyon yaparken dahi çoğu zaman sertleşmediğinden, ufak boşalmalarla kanaat etirdim. Bir Pazar günü, dostlarımla futbol oynamaya gittiğim ama ayağıma makûs bir darbe alıp konuta erken dönmek zorunda kaldığım öğleden sonra, kapıyı anahtarımla açıp aksayarak içeri adım attığımda, Annemin hiç dinlemediğim işveli bir konuşma stili ile Babama, benim her an konuta gelebileceğimi, işini acele tamamlamasını söyleyen kısık sesi dikkatimi sürüklemiş, ses çıkarmamaya çalışarak, odalarının kapısına usulca yanaşmıştım. Kapı bütün örtülü olmadığından, onları hem de ilk kere anadan üryan yatakta üst üste sevişirlerken görmüştüm. Reelinde sevişmek kavramı, zamanından çok sonra kullanılan bir tabirdi, o seneler için sikişmek demek daha doğru olur. Elbette bir kapı aralığından her şey uluorta görülmüyordu ama Babamın, Annemin önündeki yere girdiği, ve ileri geri yaparken, bundan her ikisinin de çok zevk aldığı sarihçe belirliydi. Babamın zevk hırıltılarını, Annemin daha usul inlemelerini dinlemek dahi vahim bir zevk vermişti bana. Her ikisinin de üryanlıkları görünen kadarı ile dahi tahrik ediciydi. Annemin boşlukta sallanan kocaman memeleri, Babamın karnına sürtünen çıkık göbeği, kalın pürüzsüz bacakları ve kalçalarının yanında, Babamın kıllı kocaman vücudu ve arasıra gözüken kalın aleti göz kamaştırıcı gelmişti. Hayatımda ne çıplak bir erişkin beden ne de sevişen insanlar görmemiştim. Her ikisini de öyle görmek, içimde eğri duygular uyandırmıştı. Onları izlerken, hem Babamın yerinde olup Annemi becermek hem de Annemin yerinde olup Babam tarafından sikilmek hayallerine kapıldım. Küçücük aletim, o gün ilk kere sertliğinin doruğuna çıkmış, onlar henüz yataktan çıkmadan ben çoktan avucuma boşalmıştım.
O günün gecesi ve çok sonraları da, hayallerimde, ya babam beni sikerken ya da ben Annemi sikerken hayal edip, orgazmlar yaşadım. Annemi sikmek doğal ve benim ufak aletime karşın olası kazançken, Babamın beni sikmesi mevzusunda kendimi hep bir kadın gibi hayallediğimi fark etmiştim. Henüz eksik cinsel bilgilerimle, erkekler yalnızca kadınları ve önlerindeki şeyden sikerlerdi.
Bir gün, yaşça bizden büyük dostlarla yeniden cinsellikten ve kızlarla sevişmekten bahsedilirken, bir tanesi, parlak bir oğlanı hamamda siktiğinden bahsediyordu. Ne kadarı asıldı öğrenmiyorum, bir erkeğin öteki erkeği becermesi, o an çok alakamı sürüklemiş, neresinden diye soruvermiştim. Deliğinden demişti anlatan, bir iftihar konusuymuş gibi. Sonra da içine akıttığını, kızlardan dahi daha fazla zevk aldığını filan. O günden sonra bu olabilirlik, usumdan çıkmayan bir saplantıya dönüşmüştü. Kaka yapılan bir yerin, bir erkeğe bu kadar çok vermiş olmasından yola çıkıp, sikilen erkeğe de zevk veriyor olması demekti. İlk başlarda pek bir şey sezmediğim deliğim ile alakalı parmaklama tecrübelerim, giderek yabancısı olduğum ama zevk te veren duygularımı harekete geçirmişti. Bir tiryakilik gibi, her tuvalete gittiğimde lavabodaki sabunla parmaklarımı kayganlaştırıp, deliğimle oynaşmaya başladım. Aldığım zevk çoğaldıkça, deliğim zevkten kasılıyor ama bir taraftanda o zevkin beraberinde gereksinimim de oluyor, bazen hiç isteğim yokken, parmaklamayı zorunlu olarak vazgeçip kakamı yapmaya başlıyordum. Şayet bir erkek sikilirken benim gibi oluyorsa, bunu halletmenin bir yolu olmalıydı. Şayet bu vaziyeti bu gün yaşıyor olsaydım, çözümün lavman yapmak olduğunu bir kaç dakika içini bilebilirdim ama bahsettiğim seneler evveli. O zamanın tuvaletleri, alafranga denilen yere çömelip lüzum görülen, hemen yanındaki taharet musluğu denilen ve kısa bir hortum takılı, yanında bir de tuvalet tası bulunan malzeme ile deliğimizi yıkadığımız tertibatlıydı. Bir gün usuma, o kısa hortumu deliğime sokup su vererek kakamı boşaltmak ve sonra parmaklama zevkimi yaşamak geldi. Bir kaç kere içime su alıp verdikten sonra ne kadar kolay kaka yaptığıma afallamış, artık içimden sudan başka bir şey çıkmaz olduğunda da, yıkamayı vazgeçip, deliğimi parmaklamaya başlamıştım. O zevkin ufalanmayacağını öğrenmek duygusu ile, ben arkamı okşayıp parmaklarımı deliğime soktukça, aldığım zevk de katmerlenmiş, içim dışıma boşalıyor muş gibi kasılmalarla üst üste orgazm gibi zevkler almıştım. Ufak aletimi kullanmadan, bu tecrübeyi kerelerce yaşadım, hepsinde de o dostun bahsettiği şeyi düşünüp, sikilen erkeklerinde zevk aldığını bildim. Kızlardan yana, sevmek dışında bir yaklaşımım yoktu, reelinde erkekler de alaka alanımda sayılmazdı ama usumdan, deliğimin verdiği zevki, bir erkek ile hayata düşüncesini atamıyordum. Bir gece, yeniden Annemin kısık inlemeleri ve babamın hırıltılı soluk alış verişlerini dinleyerek uyandığımda, ne yaptıklarını hemen kavramış olarak, odalarının kapısına suskunca sokulmuştum. O malum şeyi yapıyorlardı ama bu kere kapıları kapalıydı. Açmaya kalksam gecenin o suskunluğunda, netlikle dinlerlerdi. Zorunlu Olarak kapının önünde kulağımı kapıya yaslayıp, içeriyi dinlemekle kanaat ettim. O sesler dahi bana haz veriyor, artık değmekten ve parmaklamaktan zevk aldığım deliğimi okşarken, babamı arkamda hayal ediyordum. Babam ne istiyorsa artık, Annem inlemekle karmaşık kızar gibi orası olmaz diye red ediyordu. Sonra, içeriden gelen sesler azıcık daha yükseldi ve birden sustular. Hemen odama kaçıp, deliğimi parmaklayarak tatmin oldum. Babam iş olarak gerçekten çok iyi bir aşçıydı ve şehrin ünlü restoranlarından birisinde genellikle akşam gider ve geç saatlere kadar çalışır, konuta geç kazanç geç uyanır ve tüm gün bizimle olurdu. Annem ise, biçki-dikiş kursu mezunu olarak, konuttaki dikiş makinası ile dışarıya işler yapan, komşuları ile kalabalık bir arkadaş grubu oluşturmuş, sık sık konutlarda çaylı-ikramlı gezintiler yapan bir konut kadınıydı. Hoş bir aileydi kavrayacağınız. Babam ilk mektep mezunu da olsa, eşine bana okumuş insanlar kadar iyi davranır, fazla kıskançlıklar yaratmaz, Annemin rahat neşeli tutumlarına hayran hayran bakardı.
Bir gün Annem, semtin kadınlarının fazla ısrarlarına ve babamında rıza göstermesine sabredemeyerek, yayla şenliği dediğimiz, bize çok yakın bir ilçenin 1 hafta süren faalliklerine katılmak üzere, komşu kadınlarla birlikte, kiralanan minibüs ile 1 haftalığına konuttan böldü. Benim mektebim vardı Babam da iş mesullüğünden zati gidemezdi ama Annemin gerçekten gitmek istediğini, ben de sezmiştim. Konutta yemek mevzusu zati mesele değildi, babam çalıştığı restorandan sık sık konuta yemek yolladığından o senelerde buzdolabı olmadığından, yemekler az yapılır acele harcanırdı paklik mevzusunu ise, ben iyi-makûs yapabildiğimden, Annemin yokluğu iş-aş anlamını sezilmeyecekti.
İlk 2 günümüz, hayatımızın bayağı seyri ile devam etti. Babam akşam üstü işine gidiyor, geç saatte dönüyor ve öğleye doğru uyanıyordu. 3. gün, yemeğimi yemiş, soframı derlemiş, ben bulaşıkları yıkayıp, radyodan dinlenecek iyi bir şey bulamayınca da, Babam konuta henüz dönmeden uyumuştum. Saat kaçtı öğrenmiyorum, vücudumda esrarengiz temaslar sezip uyandım. Oda karanlıktı, yüzüstü uyuyordum, kavradığım kadarı ile belden altımdaki her şey çıkarılmıştı ve kalçalarıma deliğime bir şey sürtünüp duruyordu, bildiğim kısık bir hırıltı ile birisi hareket halinde üzerimdeydi. Sık içki alan birisi olmasa da, içkili soluğu ile, o karanlıkta üzerimdeki ağırlığın Babam olduğunu kavramıştım. Uyandığımı fark ederse bana kızabilir ya da vaz geçebilir görüşü ile, hareketsiz kaldım. Deliğime girmeye çalışmıyordu ama aralık olan bacaklarımın arasında, deliğime baskılar yapan aleti, kalçalarıma sürtünen çıplak karnının teması, varsayımlarım ötesi güzelime gitmişti. Daha evvelleri de böyle bir şey yaptı mı öğrenmiyorum, o gece uzun uzun bana sürtündü ve birden toparlanıp doğruldu, hırıltılarla ardından kalçalarıma bir şeyler akıttı. Gitmeden o akanları bir bezle sildi, külotumu pijamamı giydirdi, üzerimi örttü odadan çıktı. Hem coşku hem de şok içindeydim. Babam beni sanki siker gibi üzerimdeydi ve ben bundan sevmiştim, tıpkı onları saklıca seyrederken aldığım haz gibi.
Ertesi gün, kahvaltıyı ben hazırladım, Babamı uyandırdım, neşe ile kahvaltımızı yaptık ama geceden dolayı rastgele bir ima dahi olmadı. Akşam üzerine kadar, o konutta ben mektepte olduğumuzdan hiç karşılaşmadık, konuta geldiğimde de zati işe gitmişti. Gecenin hala ruhumdaki izleri takılı kaldığından, tuvalete girdim deliğimi yıkadım geceyi hayalleyerek arkamı parmakladım ama sanki daha aşırısını ister haldeydim. Buzdolabımız o senelerde henüz yoktu ama kiler deyim edilen penceresiz loş bir odamız vardı. Orada, çokça aldığımız şeker ve bakliyat cinsi şeyler dışında, sebze ve meyvelerde saklanır, bozulmalarına izin vermeden korunurdu. Mevsim henüz kış aylarının sonuydu ve bahsettiğim oda da oldukça soğuk olurdu. Orada, deliğime sokabileceğim bir şeyleri bulabileceğimi düşündüm. Mevsim olarak bir erkeğin aletini aratmayacak bir meyve-sebze elbette yoktu ama havuçlar işimi görebilirdi. Hoşça yıkadıktan sonra, Babamların yatağına uzandım, gözlerimi kapattım ve onu hayal ederek havuçu deliğimde oynatmaya başladım. İlk başlarda, azıcık güçtü hatta sancı vermişti ama zevk almaya başladıktan sonra deliğim kendiliğinden ıslanıyordu sanki. Daha da alışınca tamamını soktuğum havuç, Babamın aletine dönüşmüş gibi çok rahat girip çıkıyordu. Masturbasyon ve deliğimi parmaklarken aldığım ilkel zevkler dışında başka bir zevkin henüz farkında değildim. Ancak havucun içimdeki varlığının hayalimdeki rolü ve kalınlığı ile zati küçücük olan aletim iyice küçülmüş olsa da, bir vakit sonra ucundan zevk damlaları akıtmaya başladı ki, neredeyse bir saate yakın süren o hayal ötesinin kazancı, havucun kasılmalarımdan dolayı içimden fırlayıp çıkmasına neden olacak kadar büyük bir zevk alışımdı. Bu olası olabilirmiydi diyebileceğim bir zevkti. Ben, evvelleri mecbur ve küçük aletimden zayıf orgazmlar yaşarken, deliğim bana doğa üstü zevkler yaşatmıştı. Natürel ki, bu ısrarlı havuç serüvenimden dolayı deliğim, daha sonra çok sızıdı ama gece o da geçmişti. Bunları anlatırken, kendimi bir kız-kadın gibi hissetim diyemeyeceğim ama çok hoşumu gittiğini yineleyeceğim. Sanki her erkeğin dünyasında böyle bir zevk vardı da ben yeni keşfetmiş gibiydim.
O gün, bir evvelki gecenin tekerrürü olur ve Babam yeniden yanıma kazanç diye bekliyordum da. Sanırım uykumun ağırlığına, uyanmayacağıma güvenen ve konuttaki geçici serbestliği fırsata çeviren Babam bunu tekerrür yapmak isteyecekti. İstiyor muydum? Evet.
Ben Babam konuta gelene kadar yatmamış, kapıyı kilidin anahtarını çevirip açana kadar beklemiştim. Sanırım ertesi gün hafta sonuydu ve mektep de yoktu. Onun hengame yapmamaya gayret gösterdiğini, evvel tuvalete girip çıktığını, bir sigara içtiğini ve hatta odasına girip bir vakit suskun kaldığını, odamdan takip ediyor, her an yanıma gelme olasılığı ile kalbim çarparak bekliyordum.
Nihayet kapısı hep sarih olan odama giren Babam, evvel uyanmayacağıma emin olmak için beni hafifçe salladı, adımı seslenip yattığıma kanı getirdi ve evvel pijamamın altını sonra da külotumu çıkarıp, yüzüstü dönmemi sağladı. Evvelki geceden andırdıklarımı düşünerek hemen üzerime yerleşip sürtünmeye başlayacağını düşünmüştüm ama Babam bacaklarımı iyice aralayıp, iki yana açtığı kalçalarımı deliğimi yalamaya, bir parmağını usulca içime sokmaya başladı. Zevk aldım demek sezdiğimin yanında çok hafif kalırdı. İnlememek için büyük gayret gösteriyordum. Islak dilinin deliğime teması, sokmaya korkar gibi içime girip çıkıveren parmağı, işte o anda kendimi bir kız çocuğu gibi sezdiğim ilk an’dır. Beni becermek istese, hiç itirazlanmayacak hale gelmiştim. Yatmadığımı, yaptığı şeyden çok beğendiğimi belirli etmeyi çok istemiştim. Kalçalarım artık beni dinlemez halde yataktan yükselip Babamın dudaklarına diline uzanıyor gibiydi. Kimbilir, o gece yatmadığımı Babam da öğreniyordu. Sonra altıma karnımın üzerine yastıklar koydu kalçamı yükseltti ve domalmış gibi bir halde iken, aletini en çok ta deliğime sokmak ister gibi uzun uzun sürtündü. Arada eğilip yeniden deliğimi emiyordu ama daha çok aleti ile baskı yaparak arkamı deliğimi dolaşıyordu. O sürtünme teması giderek artan bir tempo ile sürerken, Babam derinden gelen hırıltılar eşliğinde deliğimin üzerine, kalçalarıma ve belime uzun uzun boşaldı. Yeniden arındı, yeniden üzerimi giydirdi yeniden üzerimi örttü ve ilk kere dudaklarıma bir öpücük kondurup odadan çıktı.
Annemin gidişinin sanırım 6. günüydü, Babam her gece davetlim oldu, beni bir kız çocuğuna dönüştüren ziyaretlerinde, bana yeniden öpücüklerle veda eti. Annem, büyük olasılıkla, bir gün sonra konuta dönecekti. Ben son gecemizde ne olursa olsun babama sarılarak sokularak ve içimde olmasını sağlayarak geçirmek istiyordum. Ancak bunları ona söylemek benim için gerçekten güçtü. O öğrenmediğimi varsaydığı bir şeyi yaparak rahattı, oysa ben yaptığı şeyi, beni de dahil ederek yapmasını istiyordum. O son gün için onun itiraz edemeyeceği bir şeyler yapmalıydım. Usuma ilk gelen, Anneme ait giysi ve çamaşırları giymekti ama sınadığım şeyler üzerimde çok itici göründü. Alternatifim de yoktu ki. Sonra içlerinden en dişi görünen bir külotu, yanlarından düğümler atarak vücuduma uydurdum. Bir sütyenin de kopçalarını daralttım, içlerine Anemin naylon çoraplarından sahte memeler yapıp üzerimde sınadım, benim yanımda hiç giymediği bir gecelik buldum azıcık bol olsa da onunla yatağa girmeye karar verdim. Odama yaptığı ziyarette beni yatakta böyle bulursa, ona olan alakamı da bilmiş olacak, yattığımı düşünse de uyandırıp büyük olasılıkla, geceye beni de dahil edecekti. Annemin kokusunu da hadiseye dahil ettiğimi anekdot düşeyim. makyaj hadisesini de düşündüm ama çok makûs olabilir diye vaz geçtim Mektepten geldikten sonra ilk işim çamaşırları ve geceliği üzerime geçirmek olmuştu. Henüz 16 yaşımdaydım ve kıllarıma tüy demek daha doğru olacak, ergenliğe yeni yeni girmiştim. İsminin lavman olduğunu en az 5 sene sonra bildiğim makat pakliğimi yapmış, yatağıma uzanıp Babamı beklemeye başlamıştım. Onca heyecanıma, babamı bekleme kararlığıma karşın yata kalmışım. Babamın beni ısrarla uyandırmaya çalışması ile kendime geldim. Işıkları yakmış, üzerimdeki örtüyü kaldırmış, bunlar ne diye soruyordu. O afallamışlıkla “Annemin” diyebilmiştim. Reelinde bana asabi görünmüyordu, halimi kavramaya çalışıyordu sanırım. Neden giydiğimi sorunca, o zamana kadar söylemekte zorlandığım şeyler döküldü ağzımdan. Annem yok diye giyindiğimi söyledim. Afallamışlığı geçen Babam alakayla dinliyordu. Annem burada olmadığından, ben Annemin yerine geçmek istedim dedim. Belki kendisini yalnız sezmez diye düşündüğümü anlatmaya çalıştım. Yalnız sezdiğini nereden çıkardığımı sorunca, geceleri yanıma geldiğini bildiğimi, bu gün de benim ona sarılmak istediğimi söyledim. Babam azıcık mahcuptu ama ben detaylara girmediğimden üzerimi örtmek filan gibi şeylerle odama geldiğini söyledi ama ben, onun yaptıklarından çok beğendiğimi itiraf edince, o mahcubiyetten çıktı, sanırım bu konuşmanın nereye varacağını beklemek istedi.
Annenin yerini almamın kolay olmadığını, zira onunla özel şeyler de yaptıklarını filan söylemeye çalıştı, zati nemim de girmek istediğim mevzu buydu. Ben de aynı şeyleri söylüyorum dedim. Annem konutta yokken, onları da yapabiliriz diye. Babam bana inanamaz halde bakmıştı. Benim hiç o şeyleri yapıp yapmadığımı ima ederek sordu. Ben de saflıkla havuçla yaptım dedim. babam güldü ama ciddi olduğumu görünce haydi yat, sabah konuşuruz dedi ama sanki gitmek istemez de gibiydi. Son kozumu oynamalıydım, geceleri bana yaptığı şeylere de razı olduğumu söyledim. Babam da teslim olmuş gibi, ama onlar Annen ile yaptığımız şeylerle aynı değil diye düzenlemeye çalışsa da, o zaman onları da yaparız demiştim. Hayatımda ne bir kız ne de bir erkek ile, Babamın gece bana veda eder gibi dudağıma kondurduğu ufak öpücükler dışında hiç öpüşmem olmamıştı ve alınan zevki de öğrenmiyordum. Yalnızca, sinemadaki filmlerde izlediğim sahnelerden ibaretti tüm gözlemim. Buna karşın, erişkin kadın ve erkeklerin çok beğendiğini düşündüğüm şeyi yaptım, uzanıp Babamın dudaklarına dudaklarımı yapıştırdım. Babamı harekete geçiren de bu olmuştu. Başımı elleriyle tutarak kendisine sürüklemiş, dudaklarımı emer gibi soluğum kesilene kadar uzun uzun öpmüştü. İlk anda zevk ve haz ismine hiç bir şey sezmemiştim ama Babamın pantolonundan önününde hafif bir kabarma olduğu aşikardı. Çok beğendiği o kadar belirliydi ki. Bir ara derlendi ayağa kalktı, gitmek kalmak arası bir kararsız yaşadı ve aniden soyunmaya başladı. Külotu kalana kadar her şeyi çıkarıp attı, önündeki kabarma iyice ortaya çıkmıştı. Ben de ondan cesaretle, ilk kere Babamın yanında soyunmaya başladım, geceliğimi çıkartım, sütyenimi çıkartırken çevreye saçılan naylon çorap dolgusuna tebessümen babama aldırmadan, son parçam külotumu da babamın kıyafetlerinin üzerine fırlattım. Yalnızca küçücük aletimden utanmış onu saklama gereksinimi duymuştum. Babam, burada rahat edemeyiz haydi yatak odamıza gidelim deyince, heyecanım kat be kat çoğalmıştı. Annem ile uyudukları ve o şeyi yaptıkları yatağa uzanıyorduk. Babam yatağa uzandığında artık külotunu da çıkarmıştı. Öylesine kocaman öylesine kalın ama çok hoş görünmüştü gözüme. Yanına uzandığımda hemen değmek istedim, elime aldım. Sıcaktı, avucuma sığmayacak kadar kalındı, kocaman damarları ile hiç sahip olamayacağımı düşündüğüm bir şaşaayı vardı. usulca okşarken, aleti kasılıyor, sanki avucumda daha da gelişiyordu. oral sex, sanırım o zamanların pek meçhulü, belki ayıp-günah sayılan bir zevkiydi ki benim öğrenmeme bunu ihtimal de yoktu ama şayet bu kocaman şeyi, babam deliğime sokmak isterse, kolay girebilsin diye, onu tıpkı Babamın deliğimi yalarken nemlendirmesi gibi, onu dilimle nemlendirmem gerektiğini düşündüm, ağzıma almaya çalıştım. babam çok donakalmıştı bunu yapmak istememe ama itirazlanmadı. yalnızca ucunu azıcıkçık sokabiliyordum, geri kalanını ise dilimle boylu süresince yalayıp, her tarafının ıslak halde olmasını sağlıyordum. Babamın çok güzeline gitmiş, aletinin ucundaki delikten az da olsasalgılar akmaya başlamıştı. babam aletini ellerimden ağzımdan kurtarıp beni yüzüstü yatırdı ve geceleri yaptığı gibi deliğimi bu kere daha hoyratça, tadını çıkara çıkara dudakları ile çekiştirerek emdi. İnsan yaşadığı hiç bir şey için bu en hoşu, en çekici olanı, en zevk vereni, en müthişi dememeli, hayat insana ya daha aşırısını ya da daha azını yaşatıyor ama ben, cinsellikte hep daha aşırısını yaşadım. Babamın arkamda deliğimde geçirdiği o zamanları ve ruhumda vazgeçtiği hoş izleri anlatabilecek tarif edecek bir tümce ne yazık ki kuramıyorum. Zevkten bayılmak üzere olmak gibi, mutluluktan kahkaha atma isteği dinlemek gibi, tek beden yaşamak gibi, zevkin içinde yok olmak gibi, vücudumun her noktasının zevkin parçalarına dönüşmesi gibi, kısaca ben o gece bütün anlamıyla bir kadın oldum, Babamın vücudunda kayboldum, her şeyi oldum.
Deliğimde uzun uzun ıslak zamanlar geçiren Babamın, artık tek parmağından daha aşırısı içime yerleşirken, utanmadan kendimi vazgeçerek inlemeye başlamıştım. Onun bana göre devasa aletini içime alma isteği ile yanıp alevlenirken, canımı yaksa dahi katlanacak haldeydim. Arkamdan doğrulup beni yatakta karşısına oturtan Babam, biliyormusun dedi, Annen bana hiç arttan vermedi. Oysa öyle çok istemiştim ki diye devam etti. Mutluluktan sanki ayyaş olmuş gibiydim, deliğimi Babama vermeye hazır olmanın şerefi içime dağılmıştı. Annemin vermediği, Babamın çok istediği şey, bendeydi. O laflar nasıl ağzımdan çıktı hala inanamam, Babama “haydi beni karın yap” demiştim. Ben bu lafları hiç dinlemediğim halde, ruhumdaki dişi tarafımın davetiydi bu sanırım. Babam büyülenmiş gibi bakıyordu, bana ve vücuduma. Sen bir kız olmalıymışsın diye hayranlıkla baktı. Ben uzun zamandır bir kız gibi onu beklediğimi söyleyince, beni sırtüstü yatırarak dudaklarımdan öpmeye, altlara inip, dümdüz göğüslerimi emmeye, bacaklarımı başıma doğru kaldırıp, sarihe çıkan deliğime, dilini parmaklarını sokmaya başladı.
Yatağa girdiğimizden beri hala sertliğinden bir şey kaybetmeyen aletindeydi gözlerim. İçime girmeye o kadar sabırsızdı ki. Babam sanırım orasını kendisine iyice hazırlamaya çalışıyordu. Bir ara başını kaldırıp, deliğimi yıkayıp deviremediğimi sordu, ben de her gece deviriyordum diye yanıtladım. O surattan bu kadar tatlı diye bacaklarımın arasına geri döndü.
Hala istiyor musun diye sorarken doğrulan Babamın kast ettiğini kavramış, karın olmak istiyorum diye yanıt vermiştim. Bacaklarım hala havada iken, bana iyice sokulan Babam, bir eliyle bacaklarımı havada yakalamama dayanak ederken öteki eliyle aletini sıkıca anladı ve sırılsıklam olan deliğime azıcıkçık zorlanmasına karşın ucunu yerleştirdi. Girişi çok acı vermişti, bir başkası olsa hemen çıkarmasını isterdi kesinlikle ama başka erkekler bunu yapabiliyorsa, sanırım buna katlanmakta gerekiyordu. Babam azıcık sonra geri çıktı dili ile azıcık daha deliğimi nemlendirdi ve ikinci girişi daha az acı ile daha fazla oldu. Aleti, kısa kısa içimde girip çıkmaya devam ettikçe acının şiddeti de içimdeki beni rahatsız eden sürtünmesi de eksildi. Sanırım, bir on on beş dakika sonra, artık deliğimde rahatça girip çıkıyor, azıcık daha içime yerleşiyordu. Çok kalındı ve aşina olmayan deliğim, hala umduğum zevki bana yaşatmıyordu. Neden öğrenmem, içimden çıkıp, beni önünde domaltarak arkama geçen Babamın, bir de o vaziyette beni sikmek istediğini sonradan anlamıştım. Sanırım erişkinler benim hayallediğimden öte, vaziyet değiştirerek sex yapmayı hoşlanıyorlar diye düşündüm. Arkamdan çıkması ile nasıl hafiflemiştim, tekerrür deliğime girerken, ne kadar kolay olduğuna ben dahi donakaldım. Birden dibine kadar sokuvermişti ve artık acımıyordu hatta aletinin sürtünerek dolaştığı yerlerde güzelime giden noktalarımda elektrik çarpmış gibi zevk kıvılcımları da alıyordum. Giderek artan bu hazlar, tüm vücudumda tüylerime kadar tesirler yapıyor, daha sert sokması, bu hazzın daha fazla sürmesi için dilenecek gibi oluyordum. Artık kadınım oldun diyen Babama, çocuğumuzda olur mu diye takılıyordum. İkimiz de ama en çok Babam, terler içinde kalmıştık. Babam arkamdan geriye çıkıp, beni yatağın kenarına vazgeçti ve kendisi de yatağın kenarına oturup bacaklarını alta bıraktı, kucağına oturmamı sağladı. Ben oturmaya çalışırken de aletini içime yerleştirerek, kasıkları kalçalarıma iyice yapıştı. Surat surataydık, yapılacak en hoş şey, öpüşmeye başladık. Artık Babam ile yaşadığım her şey gibi öpüşmekte çok zevkliydi. Aletini altımdan deliğime sokup çıkarırken neredeyse mideme kadar direnen aletinin varlığı bütün bir doyumdu. Dudaklarımı emmeye devam ediyor, elleri göğüs boşluğumda, olmayan memelerimi avuçluyordu ama ben onun kollarında her şeyi olan, tüm dişiliği yerinde bir kadın gibi seziyor, hazzın en tepesinde, aniden yere düşecek gibi, deli duygular içini dolaşıyordum. Birden, Babama beni Annem gibi siker misin dedim. Onları gözetlediğimi düşünmeden beni kucağından indirdi, yatağa sırtüstü bıraktı, bacaklarımı aralayarak kaldırdı ve hala sarih halde bekleyen deliğime sonuna kadar girip bacaklarımı indirdi, üzerime dirsekleri üzerinde azıcıkçık ağırlığını vererek uzandı ve içimde gidip gelmeye başladı. Tıpkı onları kazara izlediğim gibiydi. Daha da küçücük kalmış aletim aramızda zevkle ezilirken üzerimde terli terli sürtünüyor, içime girip çıkmasını daha büyük bir haz içini sezerken kendimi çok daha rahat daha mutlu daha kadın gibi görüyordum. Çok uzun zamandır içimdeydi, deliğim o zorlandığı ana göre çok daha genişlemişti ve yalnızca zevk alıyordum. Dudaklarımız zati sık sık buluşuyordu, onun ağzı içinde soluksuz kalmak dahi çok hoştu. Babamın içine boşalmamı istiyor musun sualine hemen ve usulca evet demiştim. Artık çok daha süratli gidip geliyor, aldığı zevkin doruklarda dolaştığını gösteren sesler çıkartıyor, ben ise yalnızca inliyor o kutsal anı-içime boşalmasını bekliyordum. Kaçıncı kere doyuma eriştiğimi deliğimin kaçıncı kere zevk kasılmaları yaşayarak onun aletini pres gibi sıktığını anımsamıyorum ama geliyorum diye bağırdığında onun sertliğinin içimdeki kasılmalarını neredeyse göbek delliğimin altında sezebiliyordum. Öğrenmiyorum, sikilen kaç erkek içine boşalmaları kavrayabiliyor ama ben, yalnızca Babamın vücudunun verdiği tepkilerden bunu kavrayabiliyordum. Evvel ani bir kasılma oluyor, beden hareketsiz kalıyor, ardından kontrolsuz bir titreme nöbeti ile aletin boşalma refleksini gösteren kasılmaları geliyor. Babam bütün de böyle evvel hareketsiz kaldı, sonuna kadar içimde olduğu için kasıklarının titremesi aletine geçerek evvel büyük sonra giderek küçülen kasılmalarla üzerime olanca ağırlığı ile yığılıp kaldı. Annemin vermediğini söylediği zevki babama ben vermiş, o da bana hayatımın en büyük zevkini armağan etmişti. Kendimize gelmemiz içimden çıkması çok zaman almıştı. Mosmor kesilmiş inmiş haldeki aleti, o haliyle dahi baştan çıkarıcı geliyordu bana. Aletinin hala ucundan sızan sularına izlerken, deliğim hakimiyetsiz bir ıkınmayla içimdekileri boşaltıverdi. Sonradan fark ettim ki babam altımıza büyükçe bir banyo havlusu sermiş, tam yatağı daha doğrusu çarşafı kirlenmekten kurtarmıştı. Havluyu altıma derleyip hemen yataktan çıktım, içimde kalanları arınmak için tuvalete koştum. Az da olsa kalanları boşalttım ama yeniden de hemen yanımda duran tuvalet hortumunu neredeyse anlaşmuş olan deliğime yaslayarak kalanları da iyice arındım. O buluş ettiğim şey olmasa lavman eminim içimden çıkanlar, çok daha lekeli olabilirdi. Lavman deliğimi de hafifletmiş, soğuk su, deliğimi kendine getirmişti. Babamın yanına odamda çıkardığım çamaşırlarımı ve dolaptan çıkardığım pijamalarımı giyerek döndüm. Babamda, benden sonra banyoda kendisini arınmış, arkamdan odaya gelip bana arkamdan sokulup sarılmıştı. Çok yorulmuştum, müddet bir hayli de geç olduğundan uykum gelmişti. O zevk bitkinliği ve mutluluk içinde hemen uyumuşum.
Saatler sonra, Babamın içimdeki varlığı ile uyandım ama yaşadığım bir düş mü asıl mı ayırdına varamamıştım. Pijamam ve çamaşırlarım çıkarılmış, babam yatmaya hazırlandığımız vaziyette arkamdan bana sarılmış, arkamdan içimde süratle gidip geliyordu. Bitkinliğim ve uykum ağır bastığından bir şey yapacak söyleyecek halde değildim. Acı vermiyordu ama bedenim öylesine bir doyum içindeyken, zevk alacak gidişatta da değildim. Ne kadar sürdü öğrenmiyorum, uyku halim devam ederken, içime sarsılarak boşaldığını, aletini geri sürüklemeden bana sarılıp, onunda uykuya daldığını hipotez ediyorum. Sabah ondan evvel uyanmıştım, telaşım Annem konuta gelmeden mümkün izleri ortadan kaldırmaktı. Acayip olan aleti sanki deliğime yapıştırılmış gibi hala içimdeydi ve ben usulca öne doğru kendimi sürükleyip kurtulmak isterken dahi çıkmamış, babamın uyanmasına neden olmuştum. Sanırım aletinin kocamanlığı sayesinde eraksiyonunu kaybetmiş olsa da daracık deliğime sıkışıp kalmıştı. Babamın desteği ile arkamdan çıktığında vaziyet anlaşıldı, deliğimde aleti de kupkuru kalmışlardı.
Gerçek sex hikayeleri sitesi: sexhikayex.com ile yaşanmış seks hikayelerini okuyabilir ve Fantezilerinizi & yaşadığınız anılarınızı site yönetimi ile paylaşabilirsiniz. Sexhikayex.com gururla sunar.