Oğluma Sikişmeyi Öğrettim

Merhaba sex öyküsü sevenler. Kocamla boşanalı 6 sene oldu. 17 yaşındaki oğlumla birlikte yaşıyorum. Minik yaşta evlendirilmiş amca çocuklarıydık kocamla… Ben daha kadınlığın, evliliğin ne olduğunu kavrayamadan başka bir kadına kapılıp gitti. Bir daha da suratını görmedik, yalnızca bize bir dostu ile kimseye yoksul olmayacağımız bir para yollar..

        Oğlumla çok iyi uyuşuruz. Birbirimizin dostu, takviyeyi, can yoldaşı olduk. Aynı şeylerden sever, her şeyi beraber yapar ve …
her yere beraber gideriz. Aramızda gizem, kaç göç yoktur. Her şeyi kaçınmadan, çekinmeden konuşuruz. Ergenlik yarıyılını atlatabilmesi için, yanlış şeylere kapılmaması için cinsel eğitimini de ben verdim, merak ettiği her şeyi anlattım, her sorduğuna sarihlikle cevap verdim.
        Birbirimizin yanında çekinmeden soyunur, giyinir, evin içinde hele sıcak havalarda iç çamaşırlarımızı gezeriz. Minikliğinden beri canı bunaldığında korktuğunda gelir benim yanımda yatar, yatar. Başka Bir Deyişle birbirimizden hiç çekinmeyiz.
        O yaz hava çok sıcaktı. Sık sık duşa girip çıkıyorduk, üstümüzdeki aşırılıkları atmış, öyle dolanıyorduk evin içinde… Televizyonda yeni vizyona giren bir filme dalmıştık Film bitti, ben kalkıp mutfaktan buzdolabından dondurma almaya gittim. Bu sırada seksi bir film başlamış, nefis bir kadın striptiz yapıyordu ben içeriye girdiğimde…
        Tolga öylesine dalmıştı ki kadına, ağzı sarih, içine düşecek kadar ilgiyle, eli apış arasında izliyordu filmi… Salonun girişinde afallamışlıkla onu izledim ben de…   Oğlumu o ana kadar hiç böyle istekli, kadınlara ilgi dinleyen bir erkek olarak görmemiştim. Ben de oğlumu ağzım sarih izliyordum. Beni fark ettiğinde çok utandı, hemen kanalı değiştirmeye çalıştı. Onun bu suçüstü tutulmuş, utangaç tutumları güzelime gitmişti. Gülerek,
        “Oğlum neden değiştirdin? Hoşlandıysan izleyebilirsin. Artık erişkin bir erkeksin sen…” dedim ve elinden kumandayı alıp tekerrür daha önceki kanala döndüm.
        Şimdi kadın erotik danslar yaparak soyunuyordu. Tolga yan uyumuş, uzandığı yerde benim getirdiğim dondurmayı kaşıklarken, bir yandan da benimle birlikte filmi izlemeye devam ediyordu.  Öyle etkilenmişti ki önündeki şişkinlik bir anda gelişti gözlerimin önünde. Altında slip külot vardı, taş gibi olan erkekliğinin başı bir anda küloduna sığmadı, dışarı çıkıverdi. Öyle utandı ki, benim daha fazla görmemem için hemen atlayarak surat üstü yere uzandı.
        Tolga’nın bu beklenmedik  hareketi öylesine sevimli ve gülünçtü ki kendimi yakalayamadım, gülmeye başladım. Tolga ise mosmor oldu, ne yapacağını öğrenemeden utançla ekrana bakıyordu. Ben de daha fazla utanmaması için kendimi zorlayarak gülmeme engel olmaya çalıştım. Filmi izlemeye devam ettik. Ekrandaki kadın  bacağını havaya bir kaldırdı, amı olduğu gibi göründü. Çok, fazla kıllı bir kadınlığı vardı kadının… Katlanamadım,
        “Iyy… İğrenç” dedim. Gözünü kadının kıllı organından ayırmadan,
        “Neden anne?” dedi.
        “Bakımlı bir kadında bu kadar uzun kıllar olmaz” dedim. “Hem vücudu da çok orantısız. Üstelik iyi dans da edemiyor..” Benim biçimim de onun çok güzeline gitmişti herhalde…
        “Sanki sen daha iyisini yaparsın da…” dedi gülerek.

 

         Bak sen şu haylaza… Canım oğlum beni sünepe bir ev kadını olarak görüyordu. Bir kadının çıplak dansını ilgiyle izleyen oğluma baktım, bir de filmdeki kadının dans diye yaptığı absürt hareketlere…
        Katlanamadım, balkon tarafındaki kalın perdeleri de kapadım, yatak odasına gittim..  Üzerimdeki etek bluzu, çamaşırlarımı çıkardım. Çekmeceden beyaz dantel G-string külot sütyen ekibi giydim.Yatağımın baş ucunda ziynet olarak duvarda duran uzun beyaz tülü tüm bedenime sardım. Salona gittiğimde Tolga hala vazgeçtiğim yerde filmi izliyordu. Televizyonun önüne geçip kapattım. Gözlerini hayretle açmış, bana bakıyordu.
        “Bak bakalım beyefendi, dans nasıl olurmuş izle te gör…” dedim gülerek… “Ama aramızda bir gizem olacak kabul mu?” diye de sordum.
        “Tamam annem” dedi. Ben salondan dışarıya çıktım, kendimi göstermeden Tolga’ya seslendim,
        “Şu slow dans müzik cd sini tak ve sesi azıcık aç…”
        Dediklerimi yaptı. Nefis bir slow müzik yayıldı odaya.. Tüllere sarılmış, dans ederek girdim içeriye… Kıvrılarak, bükülerek, tüm seksiliğimi kullanarak bildiğim figürleri sergilemeye başladım. Dönerken girişteki duvarda boy aynasında kendimi görebiliyordum. Emindim ki, az evvel striptiz dansı yapan kadından daha iyi dans ediyordum ve transparan tüllerin içerisinde ondan daha seksiydim.
        Gözüm Tolga’ya ilişti. Önündeki kalınlık daha da çoğalmıştı. Zaptetmekte zorlanıyordu çocukcağız… Dudakları yarı aralık, soluk almadan, gözünü kırpmadan beni izliyordu. Gülümsedim, dans etmeyi kesmeden seslendim,
        “Tolga, külodunu çıkar, yoksa seninki kırılacak” dedim.
        Beni ikiletmeden hemen dediğimi yaptı. Yaşına göre çok çok büyük olan ve şimdi benim erotik dansımın tesiriyle iyice sertleşmiş, kazık gibi olmuş siki yayından boşalmış ok gibi fırladı. Öyle şahane bir görüntüsü vardı ki… Katlanamadım, dans etmeyi vazgeçip bir an uzandığı yerde antik çağ heykeli gibi görünen yakışıklı oğluma baktım,
        “Yarabbim bu ne güzel bir erkeklik..” diyebildim.  ”Nefis.. Boyu harika, ama azıcık fazla kalın..” dedim ve gülmeye, kendimi toplamaya çalıştım.
        Sonra  afallamış afallamış ona bakarak dans etmeye devam ettim. Şimdiye kadar iç çamaşırlarıyla çok görmüştüm onu… Birkaç sene evveline kadar çıplak banyo yaptırıyordum, ergenlik yarıyılından bu yana kendisi yıkanıyordu. Ama banyoda sırtını çok keselemiştim. Sporla uğraştığından sportif, adaleli, erkeksi bedenini çok iyi öğreniyordum, en ince ayrıntısına kadar… Ama hiç böyle kobra gibi bir erkeklik organı bacaklarının arasında havaya dikilmiş, bana afallamış ve istekle bakarken görmemiştim. Ne zaman böyle koca yaraklı bir erkek olmuştu benim küçük oğlum?
        İçim bir güzel olmuştu. Kendimi zorlayarak dans etmeye devam ettim yavaş yavaş… Şimdi hareketlerim daha da erotikleşmişti. Tolga da bir acaip görünüyordu. O da benden etkilenmiş gibiydi. Sanırım sabredemiyordu, erkekliğinin damarlarını görebiliyordum. Elini erkekliğine götürdü, sıvazladı… Kısık bir sesle bana seslendi
        “Anne… Dans etmesen de bana o kadın gibi striptiz yapsan…” Afalladım bu isteğine,
        “Neden Tolga?”
        “Şey…” Eliyle kazık kesilmiş penisini işaret etti, “Kazık gibi sertleşti anne… Çok acımaya başladı… Lütfen… Sana bakarak hafiflemek, mastürbasyon yapmak istiyorum…”
         “Aaa… Olur mu hiç öyle şey Tolga? Annene bakıp mastürbasyon mu yapacaksın? ”
        “Ne olur sanki… Hadi kırma beni… Lütfen… Sanki seni hiç çıplak görmedim şimdiye kadar… Değişen bir şey yok ki… Tek yapman gereken üstündekileri dans ederken çıkarıvermek…”
        Gözlerine baktım. O çocuksu bakışları yoktu şu anda, bir erkeğin beni arzulayan, isteyen, sikici bakış ifadesi gelip yerleşmişti. Tüylerim ürperdi. İçimdeki kadın kıpırdandı. Zati erkekliğinin nasıl kalktığını gördüğüm andan beri ayaktaydı heveslerim… Yapmamalıydım ama nasıl olduğunu kavrayamadan bir anda ağzımdan
        “Tamam, peki canım…” lafı çıktı. Sanki konuşan onun 17 senelik annesi değil, bir kadındı, bir başkasıydı… “Ama ben yalnızca soyunucam. Sen de yalnızca beni izleyeceksin. Oturduğun yerde kendine ne yaparsan yap… Sonra da bugünü, bu dansı, olanları unutacağız, tamam mı?” dedim. Sevinçle, gözleri parlayarak,
        “Okey annecim…” dedi,  altına büyük minderi alarak yere oturdu.
        Dansa devam ederek bütün önüne geldim. Üzerimdeki üryanlığımı örten transparan tülü yavaş hareketlerle, müziğin ritmine uyarak bir yılan gibi kıvrıla kıvrıla alta indirmeye başladım. Eli sertleşmiş sikini sıvazlayarak, gözünü kırpmadan izliyordu beni…
        İstek dolu gözlerinin önünde yavaş yavaş çıplak bedenim alana çıktı. Sonunda uzun tül ayaklarımın dibine yığılıp kaldı, ben de hareket etmeyi keserek gözlerine baktım. Ayak tırnaklarımdan tepeme saçlarıma kadar tüm bedenimi şöyle bir gezdikten sonra kesik bir sesle,
         “Anne sen harikasın, tarif edemem…” dedi  “Sana şimdiye kadar hiç bu gözle bakmamıştım. Öyle güzelsin ki… Anlatamam…”
        “Sen de her kadının usunu başından alacak kadar yakışıklı ve etkileyicisin.. Hele erkekliğin beni çok etkiledi…” diye cevapladım.
        Yerde, minderin üstünde oturan anadan üryan oğlumun önünde, üzerimde yalnızca kırmızı renkte G-String biçiminde incecik bir külot, ve onun ekibi askısız bir sütyenle yarı çıplak ayakta duruyordum. Külodun ip biçimindeki ağı, am dudaklarımın arasına girmiş, klitorisime sürtüyor, havayı bozmamak için yakalayıp düzenlemekten çekiniyordum.  1.75 olan boyum dans için giydiğim ayaklarımdaki yüksek topuklu kunduralarla daha da uzamış görünüyordu.
        “Gerçekten, dediğin gibi filmdeki kadına taş çıkartırsın annecim… Kızıl saçlı, muhteşem bir afet duruyor karşımda…” dedi neden sonra… Durdu, çekinerek, “Anne nolur, çıkarsana üstündekileri…” diye dilendi bana… Erkekliğinin damarları mor mor görünüyordu, başı da mosmor kesilmişti.
        “Ne o? Direnemedin mi bakiim?” diye şakaya vurmaya çalışarak sordum. “Hani yalnızca dans edecektim? Şimdiyse soyunmamı istiyorsun, haylaz şey…”
         ”Lütfen, kırma beni… Bu kadar yaptın, sonuna getir bari…”
       Yerde, minderin üzerinde oturuyordu, sırtını koltuğa yaslamıştı. Bacaklarının arasındaki penis mızrak gibi havaya dikilmiş, şahane görünüyordu. Bir anda kararımı verip yanına diz çöktüm ben de… Soyunmaktan aşırısını yapacaktım.
        Tolga’nın güzel sikini elime aldım, okşadım. Ateş gibi yanıyordu. Tolga yalnızca soyunmamı beklerken, benim birden bire çöküp kendini ellemem karşısında ablavutlaşıp kalmıştı. Sikini anlayan ellerimin sıcaklığını, zevk verici temasını sezince kıvrandı,
        “Ohhh… Annecim… Ne yapıyorsun?”
        “Sus canım… Kendini bana vazgeç…”
        Dilimi çıkarıp avucumu yaladım, tükürükleyip nemlendirdim, kayganlaşan avucumun içinde sikini sıvazlamaya başladım. Tolga dudaklarını ısırarak bir inilti kopardı. Elini uzatıp kalçalarımı okşamaya başladı ama izin vermedim. Kalçamdaki elini sürükleyip kenara vazgeçtim.
        Kalktım, içeri gidip krem alıp geldim. Ellerimi güzelce kremleyip sikini sıvazlamaya başladım. Gözleri sikini okşayan ellerimde, yarı çıplak bedenimde gezip duruyordu. Canım oğluma kendi ellerimle mastürbasyon yaptırıyordum. Fazla sabredemedi, bir anda kasılan sikinden fışkırmaya başlayan spermleri bir anda suratıma, dudaklarıma yağmaya başladı.
        “Ahhh… Çok güzel… Harikasın annem… Ohhhh…” diye inliyordu. Ara vermeden okşamaya devam ettim. Son salvolar boynuma, göğüslerime geldi. Öyle çok boşaldı ki, afallamış gidişatta çıplak derimdeki döl damlalarına bakıp kalmıştım. Ellerime bulaşan oğlumun menilerini ağzıma götürüp yaladım, arındım. Güzel siki boşalmasına karşın dimdik duruyordu yeniden… Ayağa kalktım,
         “Kalk ve beni soy…” dedim.
        Bu sözümü dinleyince şok geçirmiş gibi suratıma baktı. O an karşısındaki annesi değildi sanki karısı ya da çok arzuladığı bir kadındı.. Kalktı, arkama geçti, saçlarımı kaldırıp sütyenimin kancasını açtı, özgür kalan memelerim yay gibi fırladı. Sonra beni döndürüp kocaman şekilli fındık gibi başları ve dimdik memelerime hayran hayran baktı, ellerini uzatıp memelerime dokundu. Tutkuyla dikleşen memelerimi titreyen parmaklarıyla okşadı. Hayran hayran bakıyordu onlara… Sonra eğilip memelerimi diliyle yalamaya, ağzına alıp emmeye başladı. Acemi oğlan ara gizeme uçlarını dişliyor, ben de acıyla atlıyordum.
          Dakikalarca memelerimi, göbeğime kadar olan bölgeyi öptü, emdi… Göğüslerim emilmekten kıpkırmızı olmuştu.. Alta indi, öpe öpe küloduma kadar indi. Uzun müddet memelerimin yalanıp öpülmesiyle kadınlığım içimden çağlayan zevk suları içinde kalmıştı. Islak amımın dudakları arasına sıkışan külodumun ağ kısmını dişleriyle ısırarak amımın dudaklarından kurtardı. Külodun bel kısmından tutarak usulca alt indirdi. Sanki erotik bir rüyayı yaşıyor gibiydim. Üstümde yalnızca topuklu pabuçlar kalmıştı. Anadan Üryandım karşısında…
        “Yere uzan” dedim. Uzandı. Başını bacaklarımın arasına alarak diz çöktüm,
        “Bana amımı anlatsana bir erkek olarak…” dedim. “Nasıl görünüyor? Güzel mi?” Azıcık alçaldığımda burnu dokunuyordu kabarmış am dudaklarıma…
        “Minik iki pembe gül dudaklı, yapma bebek gibi pürüzsüz ve yumuşak.. Dudakların arasındaki bu sert şey ne anne?” dedi merakla…
        “İşte meşhur klitoris o.. Kadının katlanamadığı tek nokta…” dedim.
        Daha fazla sabredemedi, dudaklarını yapıştırdı o merak ettiği sert noktama, klitorisime… Çılgınca emmeye, diliyle yalamaya başladı.. Senelerdir bir erkek eli, gözü dokunmamıştı bedenime… Ve bugşöhret amım yalanıyordu kıyasıya… Mükemmel bir zevk başımı döndürüyordu. Dizlerim titriyordu. Kısık bir sesle acemi erkeğimi yönlendiriyordum.
        İkimiz de katlanamadık. Az evvel getirdiğim kremle sikini güzelce yağladım. Uyuduğu yerde havaya dikilmiş güzel sikin üstüne ata biner gibi  oturmaya başladım. Sikinin kocaman başı benim o pembe dudakların arasına girdi yavaş yavaş… Senelerdir seks yapmadığım için amım çok dardı. Krem sayesinde güçle giriyordu… Dudaklarını ısıra ısıra, zevk sularından sikimin ıslanıp kayganlaşmasını bekleye bekleye, santim santim alt yukarı yaparak,  derken dibine kadar sokup oturdum.
http://pics-and-gif.tumblr.com/
        Bacaklarımın arası tamamen dolmuştu. Tolga ellerini uzatıp memelerimi mıncıklıyordu. Ben de onun adaleli erkek bedenini okşuyordum kesintisiz… Kabaran klitorisim oğlumun kasıklarında eziliyor, memelerim mıncıklanıyordu.
        İçimden zevk sularının boşaldığını hissettim. Bir iki alt yukarı yapınca içimin kayganlaştığını, duvarlarım zorlansa da azıcık daha rahat hareket edebildiğimi gördüm. Sonra da oturup kalkmaya başladım. Tempolu bir biçimde yavaş yavaş çöküp doğruluyor, dibime kadar girmesini sağlıyor, sonra yukarıya başı dışarıya çıkana kadar yükseliyordum. Bir an siki kapıma katlanmış duruyor, sonra bir anda dibime kadar gömüyordum içime…
        Artık katlanacak halimiz kalmamıştı ikimizin de… Benim küçük oğlum sikici bir erkek olmuştu. Kazık gibi sikiyle içimi tamamen doldurmuş, ben üstünde hareket ettikçe o da kalçalarını indirip kaldırarak bana eşlik ediyordu. İkimiz de kasılmaya, çığlıklar atmaya başladık.
        Duramıyorduk artık… Dünya devrilse ikimizin de duracak hali kalmamıştı. Ben soluk soluğa kalıp Tolga’nın üstüne yığıldığımda o hala koca sikini alttan pompalayıp duruyor, taşaklarındaki son menileri de içime akıtıyordu.  Sonunda durgunlaştık, birbirimize sarılıp o gidişatta kaldık.
        Kendimize geldiğimizde oğlumun kazık gibi siki hala benim daracık amcığımın içinde duruyordu. Senelerin verdiği açlık suratından daha doymamıştım. Yana yuvarlanıp Tolga’yı üstüme çektim. Bacaklarımı aralayıp erkeğimi zevk odama davet ettim. O da beni kırmadı. İki defa boşalmasına karşın taş gibi duran erkekliğini, döllerinden kayganlaşmış amıma batırdı. Gidip gelmeye, pompalamaya başladı.
        Bu kere uzun sürdü boşalmamız… Sona yanaştığında öyle çılgınca bir zevk dinliyordum ki, kendimi kaybedip gözümden kaçındığım oğlumun sırtına tırnaklarımı geçiriverdim. O da sırtındaki tırnaklarımın acısıyla, amımdan aldığı zevkle acı acı inleyerek orgazm olmaya başladı. Bir defa daha kendimizden geçtik.

 

        O akşam yatakta birlikte, birbirimize sarılarak, anadan üryan gidişatta yattık. Oğluma verdiğim yalnızca bir gecelik fantezi lafını unutmuştum dahi… Ertesi gşöhret uyandığımızda bizi tertemiz bir yaşam bekliyordu. Oğluma seks mevzusunda öğreteceğim çok şey vardı. O evlenene kadar onu bütün bir erkek yapacaktım. Oğlunu hayata hazırlamaya çalışan yalnız bir anne olarak bu benim görevimdi.