Üniversite mezunu, yakışıklı, ağzı iyi laf yapan, çevremde sürekli kadınlar olduğu için ‘Sende şeytan tüyü var!’ denen ve lise yıllarında beyaz tenime rağmen arkadaşların ‘Arap!’ lakabı takmalarına sebep olacak büyüklükte yarağı olan biriyim. Tüm bu özelliklerim sayesinde lise yıllarında kızlarla yakınlaşmaya başlamış, Üniversiteye başladıktan kısa bir süre sonra da 39 yaşındaki dul bir kadınla birlikte olarak, seks ve kadın vücudu ile tanışmıştım.
O dul kadınla birlikteliğim seks hayatıma yön veren olay olmuştu, ilişkilerimi hep seks üzerine kuruyor, aşk ve sevgi kavramlarından uzak bir hayat yaşıyordum. Sekste tercihim ise olgun kadınlardı, onların halden anlıyor olmaları, ne istediklerini biliyor olmaları ve en önemlisi de ilişkimi istediğim zaman bitirebiliyor olmam bu tercihimin sebebiydi. Yakın çevremdeki kadınlardan ve özellikle de evli kadınlardan ise başıma bela olmamaları için uzak duruyordum.
Böyle bir hayat yaşamamın temelinde ise acı bir olay yatıyordu. Orta okula başlayacağım yıl ailemi bir trafik kazasında kaybetmiş, o acı olaydan sonra bana sahip çıkan amcam ve yengem ile yaşamaya başlamıştım. Amcam ve yengem benim aileme göre rahat insanlardı. Amcam iyi para kazanan, sürekli içki içen, eve sarhoş gelen bir adamdı. Yengem ise güzel ve rahat giyinen, amcamın parasını yiyen bir kadındı. Özellikle yengem gibi güzel ve rahat bir kadınla aynı evde olmak ergenlik yıllarıma renk katmış, Üniversite ve sonrasında askerliği bitirdikten sonra kendi başıma yaşamaya başlamıştım…
Amcam sağ olsun, beni kendi kızından ayırmadan bir dediğimi iki etmemiş, en önemlisi de benim geleceğim için babam öldükten sonra babamdan kalanları satıp 4 tane ticari taksi almıştı. Ben tüm bunları ise 18 yaşımı doldurduğumda öğrenmiştim. Askerden sonra bir mali müşavirlik bürosunda çalışmaya başladım. 29 yaşına kadar o büroda çalışmaya devam edip, bu süre içinde ise mali müşavirlik belgemi de almıştım. Artık büroda çalışmaktan sıkılmış, kendime rahat ve yorucu olmayan bir iş bulmak adına işten ayrılmış, iş aramaya başlamıştım…
Yaz aylarıydı ve iş aradığım o dönem amcamın kızının düğünü vardı. Amcamın kızı benden 3 yaş küçüktü ve Üniversitede tanıştığı Antalya’lı zengin bir ailenin oğlu ile evlenecekti. Düğün için hep birlikte Antalya’ya gittik, damadın ailesinin bizim için ayarladığı otele yerleştik. Düğün bizim kaldığımız otelde olacaktı. Biz Cumartesi günü otele girmiştik, o gün dinlenmiş, ertesi sabahta erkenden kalkıp hazırlıklara başlamıştık. Gün boyu amcam, yengem ve kızlarında hazırlık telaşı vardı. Ben de onları uzaktan takip ediyor, elimden gelen bir şey varsa yardımcı oluyordum. Akşam düğün saati yaklaştığında hazırlanıp, salona indiğimde gözüm yengeme takıldı. Yengem derin göğüs dekoltesi ve mini sayılabilecek eteği olan tek parça kıyafeti, güzel makyajı ile genç kızları kıskandıracak bir haldeydi. Yengemi salonda gördüğüm ilk anda ise aklıma yine eski günler gelmişti…
Askerden sonra amcam ayrı eve çıkmamı istememiş, onlarla yaşamayı sürdürmem konusunda ısrarcı olmuştu. Benim ayrılma sebebim ise açıkçası yengemdi, onun bana yakınlığı ve aşırı rahat giyimiydi. Yengem evde sürekli mini kıyafetler giyer, sabahları geceliği ile dolaşır, banyodan çıktığında bana aldırış etmeden vücudunun büyük bölümünü açıkta bırakan havlu ile karşımda otururdu. Yengem beni belki oğlu gibi görüyordu, ama ergenlik yıllarımda bana keyif veren bu durum, özellikle Üniversite döneminde yengeme karşı farklı duygular beslememe sebep olmuş, ben de bu durumdan kurtulmak adına tek başıma yaşamaya başlamıştım…
Düğün başladı. Ben, amcam ve yengem ile bize ayrılan masada oturuyorduk. Kimseyi tanımıyorduk. Amcam su gibi içki içiyor, yengemle ben de etrafı izliyor, yengem arada bana uygun kızları gösterip, “Çok güzel kızmış, sana yakışır!” diyerek bana takılıyordu. Slow Dans müziği çalmaya başladığında, yengem amcama, “Hadi Dans edelim!” deyince, amcam, “Beni rahat bırak, Dans etmek istiyorsan Serdar’la Dans et!” diyerek topu bana atmıştı. Yengem de bana, “Dans edelim mi?” diye sorduğunda, yengemi kıramadım ve piste çıktık.
Yengemle ilk başta mesafeli bir şekilde Dans ediyorduk. Yengemin bir ara, “Burada o kadar güzel kız var, neden kimseye bakmıyorsun?” demesine, “Yenge salondaki en güzel kadınla Dans ediyorum!” diye cevap vermem, yengemin bana iyice sokulmasına sebep olmuştu. Yengemin büyük göğüsleri vücuduma baskı yapıyor, bacakları bacaklarıma değiyor, baktığımda dışarı fırlayacak gibi duran göğüslerini görmek ise beni heyecanlandırıyordu. Bu duruma yarağım da kayıtsız kalmadı ve taş gibi sertleşti. Yengem bu durumu hissettiğinde ise bana bakıp, tatlı bir şekilde gülümsedi ve sanki yarağımı daha da iyi hissetmek istercesine kendini bana iyice bastırdı.
Beni bir ateş basmıştı, bir yandan büyük bir keyif alıyor, diğer yandan da biri görür korkusunu yaşıyordum. Allahtan salonda loş bir ortam vardı ve müziğin bitmesi ile Dansı bitirmiş, ben ceketimin düğmesini hızlıca kapatıp, yengemle masamıza geçmiştik. Masamıza geçtiğimizde yengem bana iyice sokulmuş, bacağını sürekli bacağıma değdirmeye, elini arada bacağıma koymaya başlamıştı…
Düğün bittiğinde amcam sızmak üzereydi, yengemle birlikte amcamı odaya çıkardık. Yengem amcamın üstünü çıkartırken, ben de, “İyi geceler yenge!” diyerek odama geçtim. Takım elbiseden kurtulup banyoya girdim, duş aldım. Üzerimde şortla yatağa uzandım, odadaki TV kanallarını karıştırırken odanın kapısı çaldı. Kapıyı açtığımda yengemi üzerindeki mini şort ve göğüslerinin yarısını ortada bırakan askılı tişört ile karşımda buldum. Yengem, “Uyuyamadım Serdar, senin de uykun yoksa biraz oturalım mı?” dediğinde, “Olur yenge!” dedim. Birlikte odamdaki yatağa oturup sohbet etmeye başladık.
Yengem kızının evlendiğine ve en önemlisi de Antalya’da yaşayacağına çok üzüldüğünü dolu gözleri ile anlatıp, sonra da amcamın içkisinden bıktığını, bu özel gecede bile sarhoş olduğunu uzun uzun anlatırken, ben de yengemi teselli ediyordum. Yengem daha sonra, “Serdar, artık senin de evlenme zamanın gelmiş, Dans ederken, yaşlı maşlı demeden az daha yengenin içine girecekti şeyin!” dedi. O an utancımdan yerin dibine girdim. “Özür dilerim yenge, nasıl oldu ben de anlayamadım….” dediğimde, yengem, “Önemli değil, ben yabancı değilim, ama benim gibi yaşlı bir kadına bile sertleşiyorsa, senin artık evlenme vaktin gelmiş demektir!” dedi.
Yengem çok rahattı ve bu rahatlık o ilk andaki utanmamdan kurtulmamı sağlamıştı. Yengeme, “Yaşlı değilsin yenge! Maşallahın var, çok güzelsin!” dedim. Yengem de, “Öyle miyim cidden?” dediğinde, “Evet yenge, neden yalan söyleyeyim? Hatta yaşına göre çok daha genç duran, çok güzel bir kadınsın!” dedim. Bunları duymak yengemin hoşuna gitmişti, “Sen de çok yakışıklısın! Hatta Dans ederken şeyini hissetmek çok hoşuma gitti! Amcamınki artık sertleşmiyor, uzun zaman sonra o sertliği hissetmek, hele senin gibi genç ve yakışıklı birinden hissetmek çok hoşuma gitti!” dedi.
Muhabbetin rengi iyice değişmişti, sanki o an konuştuğum yengem değil, tanımadığım bir kadındı. Yengeme, “Üzüldüm senin adına, bu güzellik ile bu yaşta bundan mahrum kalmak kötü bir durum!” dedim. Yengem derin bir ‘Ahhh!’ çekip, “Evet Serdar, o yüzden arada bir seninle Dans edelim de özlediklerimi yaşat bana!” dedi. Yengemin niyeti belliydi, benim söyleyeceğim ve yapacağım şeyler ise tüm hayatımı alt üst edebilirdi. En önemlisi de, bana sahip çıkan, büyüten amcamın yüzüne bakamama sebep olacaktı. O an bunları düşünmüş, bir süre sessiz kalmıştım.
Yengem, “Ne düşünüyorsun?” diye sorduğunda, “Seninle bazı şeyleri yaşamak çok güzel olur yenge, ama amcamın yüzüne bakamam!” dedim. Yengem de, “Biliyorum, ama benim de sana çok emeğim geçti, mutlu olmayı hak etmiyor muyum?” dedi. Yengeme, “Ediyorsun!” dediğimde, “O zaman kırma yengeni, sadece Dans etmek istiyorum!” dedi. İkimiz de bu işin Dans ile kalmayacağını biliyorduk. Ama yine de, “Tamam yenge!” dedim. TV’den bir müzik kanalı bulup, yengemi Dansa kaldırdım.
Yengemle bu sefer çok yakın ve sıcak bir şekilde başladık Dansa. Yengem Dans sırasında kendini bana iyice yapıştırmış, arada boynumdan ve kulağımdan öpmeye başlamıştı. Sertleşen yarağımı hissettiğinde ise, “İşte bu çok güzel!” diyerek, ellerini kalçalarıma götürüp, beni iyice kendine çekti. Ben de artık dayanamıyordum, ellerimi yengemin kalçalarına götürüp, yavaş yavaş okşamaya başladım. İkimiz de yoldan çıkmıştık artık. Yengemin kalçalarını okşadıkça, yengem, “Ohhh, çok güzel!” diyordu.
Uzun bir süre böyle devam ettik. En sonunda yengemle göz göze geldiğimizde, yengemin dudaklarına bir öpücük kondurdum ve “Çok güzelsin yenge!” dedim. Yengem de beni öpüp, “Sen de çok yakışıklısın!” dedi ve bir anda önümde diz çöküp şortumu indirerek, taş gibi olmuş yarağımı eline alıp yalamaya başladı. Zorlanarak da olsa yarağımı yarısına kadar ağzına sokup çıkarıyor, sonra tekrar başını öpüp, yalıyor, emiyordu. “Serdar çok büyük bu… Çok güzel!” diyerek bir süre daha yaladıktan sonra ayağa kalkıp, önümde soyunmaya başladı.
Ergenlik yıllarıma renk katan o güzel vücudunu çırılçıplak olarak görmek çok keyif vericiydi. Yengemi kucaklayıp yatağa yatırdım ve üstüne çıkıp uzun bir süre göğüslerini öpüp, yaladım, emdim. Yengem ufaktan inlemeye başlamıştı. Bacak arasına inip amını yalamaya başlamam ile ise yengem artık kendinden geçmiş bir halde yüksek sesle inler olmuştu. Yengem amını yalamama fazla dayanamadı, bir süre sonra kasılarak, titreyerek ve inleyerek orgazm oldu. Ama ara vermek istemeden, “Hadi sik yengeni erkeğim!” dedi.
Yengemi yatakta domaltıp arkasına geçtim. Kalçalarından tutup, yavaşça yarağımı amına sokmaya başladım. Yaşına rağmen yengemin amı çok dardı. Ne kadar yavaş ve kibar davransam da, yengem acı çektiğini belli eden sesler çıkarıyor, “Yavaş!” diyordu. Zor da olsa yarağımın hepsi yengemin amına sokmuş, içinde beklemeye başlamıştım. Yengem beni yönlendiriyordu sanki, bir süre sonra kalçalarını hareket ettirmeye başladığında, ben de yavaş yavaş yengemi sikmeye başladım. Bir süre önce acı sesler çıkaran yengem, artık zevkten inliyordu. Ben de giderek hızlanıyordum, bir süre sonra yengemi bir makine gibi sikmeye başlamıştım…
Birbirine çarpan vücutlarımızın sesi, yengemin inlemeleri, benim sesim odada yankılanıyordu. Yarım saatte yakın sürdü bu tempo. Yengem dizlerinin ağrıdığını söyleyince pozisyon değiştirdik. Yengem sırtüstü uzanıp bacaklarını ayırınca, bir süre de o pozisyonda siktim. Artık yengem yaşadığı orgazmların yorgunluğu ve zevki ile yığılmış kalmıştı. Ben ise boşalacağımı hissettiğim an yarağımı amından çıkartıp, yengemin göğüslerine boşaldım. Yengemin gözleri kapanmış, nefes nefese bir haldeydi. Ben de su gibi terlemiştim, yengemin yanına uzandım…
Bir süre sonra kendine gelen yengem elini yarağıma atıp, “Ben buna ölürüm, çok güzel!” diyerek yarağımı okşadı. Ben de yengeme iltifatlar ettim. Yengem iyice kendine geldiğinde ise, “Serdar, ben artık gideyim, gerçi amcan uyanmaz, ama uyanırsa da beni göremezse sıkıntı olur!” dedi. “Tamam yenge, ama önce bir duşa gir, üstünü başını temizle!” dediğimde, yengem, “Haklısın!” diyerek kalkıp banyoya gitti. Yengemin peşinden banyoya gitmeyi çok istiyordum, ama gidersem orada da sikişeceğimizi bildiğim için yatakta kaldım…
Yengem saçlarını ıslatmadan, vücudunu yıkayıp kurulandıktan sonra yanıma geldi. Giyinip, beni dudağımdan öptü ve odamdan çıktı. Yengem gittikten sonra da ben duşa girdim. Olayın heyecanı ve zevki geçtikten sonra ise vicdan azabım ile baş başa kalmıştım. O gece sabaha kadar doğru dürüst uyuyamadım…
Ertesi gün Saat 10:00 gibi odanın kapısı çaldığında, ben zorla uyandım. Kalkıp kapıyı açtığımda, karşımda amcamı gördüğümde açıkçası korkmuştum. Amcam, “Yeğenim hadi hazırlan, bizim damadın ailesi bizi kahvaltıya davet etti, oraya gideceğiz!” dediğinde biraz rahatlamıştım. “Tamam amca, hazırlanıp aşağıya iniyorum!” dedim. Hızlıca bir duş aldım ve hazırlanıp, aşağıya indim.
Hep birlikte bizi bekleyen arabaya binip, damadın ailesinin yaşadığı eve, daha doğrusu villaya gittik. Damadın ailesi sıcakkanlı ve iyi insanlardı, bizi sıcak karşılamış ve kahvaltıdan sonra da gün boyu bize yakınlık göstermişlerdi. Bize Antalya’nın görülmeye değer yerlerini de gezdirdiler. Akşam yemeğini de onlarla birlikte yedikten sonra geç saatte otele geri döndük…
Ertesi sabah havaalanında uçağı beklerken, amcam yengeme, “Damadın babası bana Antalya’da iş teklif etti, ben de sen kızından ayrı kalmak istemiyorsun diye kabul ettim. Antalya’ya taşınacağız!” dedi. O an yengem de, ben de şaşırmış, açıkçası ben yengemden uzaklaşacağım için sevinmiştim.
İstanbul’a döndükten sonra ben iş arama işini hızlandırdım. Amcam ve yengem ise taşınmak için hazırlık yapmaya başladılar. İki hafta sonra yengem beni aradı. “Antalya’ya gitmeden seninle bir kere daha Dans etmek istiyorum Serdar!” dediğinde, yengeme, “Yaşadıklarımız bir kere ile sınırlı ve hoş bir hatıra olarak kalsın yenge, sen çok güzelsin ve sana alışırsam sensiz yapamam!” diyerek biraz da yalan söyledim. Yengem de, “Haklısın Serdar, o zaman akşam bize gel hep birlikte yemek yiyelim!” dedi. O akşam amcam ve yengem ile birlikte yemek yedik, geç saatlere kadar sohbet ettik…